ultrAslan Admin
Mesaj Sayısı : 1864 Location : İstanbul Kayıt tarihi : 04/04/08
| Konu: Cismi Küçük, Fonksiyonu Büyük: Başparmak Perş. Mayıs 15, 2008 9:19 pm | |
| Cismi Küçük, Fonksiyonu Büyük: Başparmak Safa SEÇİLMİŞ
|
|
“Diğer bütün delilleri bir yana bıraksak bile, başparmak, Allah’ın varlığına inanmam için yeterlidir.” (Isaac Newton)
Parmaklar arasında hususi bir yeri olan ve el fonksiyonlarının yaklaşık % 60’ını tek başına üstlenen başparmak, vazifelerini nasıl yapmaktadır? Deri ve dokularla ambalajlanan başparmağın iskeletini, metakarpal denen uzun bir tarak kemiği ile buna bağlı iki parmak kemiği (phalanx) oluşturur. Bunların üzeri de, bağ, damar ve hareketi mümkün kılan kaslarla donatılmıştır.
Başparmak, fonksiyonlarını yerine getirebilmek için, sekiz kas ile bunlara hareket emrinin iletilmesinde vazife alan üç ayrı sinir tarafından çalıştırılır. Farklı yönlerde hareket kabiliyeti olan bir ekskavatör (kazıcı) kepçesi, başparmağın fonksiyonlarının anlaşılmasına bir nebze ışık tutabilir. Fonksiyon olarak kısmen benzeseler de, bir kepçe ile başparmağın anatomileri ve kabiliyetleri arasında çok büyük farklılıklar vardır.
Genellikle gürültüsü ve mazot kokusuyla tanınan ekskavatörün başparmağa nazaran kaba bir yapı arz eden kepçesinin fonksiyonları -robotların düğme iliklemek veya dikiş dikmek gibi incelik ve serilik gerektiren durumlarda yetersiz kalmasına benzer şekilde sınırlıdır. Bu tarz incelik gerektiren işlerin modern âletlerle yapılabilmesi için insanoğlu yüzyıllardır uğraş vermektedir.
Dokunma hassası (mekanik alıcılar) sayesinde, çevresinde olup bitenleri hissetme kabiliyetiyle donatılmış olan başparmak, hareket ederken ses çıkarmaz. Çevre sıcaklığının tespiti, gözün görmediği durumlarda cisimlerin fizikî durumlarının değerlendirilmesi başparmakla mümkün olabilmektedir. İnsanlar başparmak sayesinde dokunduğu nesnelerin mahiyeti (pürüzlü, yumuşak vs.) hakkında bilgi sahibi olabilmektedir. Bir asker için en kıymetli uzuvlardan olan başparmak, sağır ve dilsizlerin en önemli ifade imkânlarından biridir.
Başparmağın çalışmasında vazife gören kaslar, tıpta şu isimlerle bilinir:
• Musculus abductor pollicis longus: Başparmağı dış-yana açan uzun kas. • Musculus extensor pollicis longus: Başparmağı geren uzun kas. • Musculus extensor pollicis brevis: Başparmağı geren kısa kas. (Bu kasları kontrol eden elektronik devre, Nervus radialis olarak isimlendirilir.) • Musculus flexor pollicis longus: Başparmağı büken uzun kas. • Musculus flexor pollicis brevis: Başparmağı büken kısa kas. • Musculus abductor pollicis brevis: Başparmağı dış-yana açan kısa kas. • Musculus opponens pollicis: Başparmağa ‘O’ pozisyon yaptıran kas. (Bu kasları kontrol eden elektronik devre (sinir), Nervus medianus’tur.) • M. adductor pollicis: Başparmağı iç-yana yaslayan kas. (Bu kası kontrol eden elektronik devre (sinir), Nervus ulnaris’tir.)
Böyle bir donanıma sahip kılınmış başparmağın, vazifelerini yerine getirirken, kas ve sinirlerinin birbirine takılmaması, müthiş bir âhenk içinde bir ömür boyu hizmet görmesi muhteşem bir hâdisedir. Peki, başparmak fonksiyonlarına beyinde ne kadar yer ayrılmaktadır? Bu sorunun cevabını fonksiyonel MR (Manyetik Rezonans) teknikleri vermektedir.
Üstteki şekilde, beynin dış kabuğunu oluşturan korteks tabakası ve bu tabakanın üzerinde uzuvlarımızı gösteren hayali resimler bulunmaktadır. Bu şematik görüntüde ters dönmüş bir insan manzarası ortaya çıkmaktadır. Canlı bir kişide kalça, uyluk, bacak, ayak gibi kısımlar beyin yarım küresinin iç kısmında aşağı doğru sarkmış hâlde temsil edilirken; gövde, kol, bilek, el, özellikle başparmak, yüz, dil ve gırtlak yarım kürenin üst kısımlarından aşağıya doğru sıralanan bir düzen içinde resimlendirilmiştir. Bu uzuvların bedenimizde kapladığı alan ile beyin korteksinde resmedildiği alan birbirinden çok farklıdır. Bu farklılık, bir uzvun ne kadar detay gerektiren fonksiyonu varsa, kortekste de o fonksiyonla uyumlu olarak daha fazla bir alanla temsil edilmesinden kaynaklanmaktadır. Normal insan anatomisinde diğerlerine göre daha küçük olan bir uzvun, beyin korteksinde kapladığı alan, fonksiyonun zenginliğine bağlı olarak daha büyük olabilmektedir. Meselâ, dilin veya başparmağın beden ölçülerine nispeti küçük olmasına rağmen, bunların beyin korteksinde kolunkinden daha fazla yer kapladığı görülmektedir. Bu şekilde ortaya çıkan durum ve uzuvların farklı büyüklükleri, ‘hilkat garibesi’ (homonculus) denen garip bir insan görüntüsü oluşturmaktadır.
Şekilde görüldüğü gibi, beyin korteksinde, başparmağa tahsis edilen alan, toplam el veya kol alanı kadardır. Bu da başparmağın ne kadar fonksiyonel bir uzuv olduğunu, sistemin genel yapısı içinde olmasa da, fonksiyonu açısından ona hususi bir kıymet verildiğini göstermektedir. İnsanın gün boyunca yaptığı iş ve hareketlerde (meselâ yazı yazma ve aynı anda birçok nesneyi kavrama gibi) başparmağın vazgeçilmez oluşu, beyne gördürülen vazifelerle açıkça tescillenmektedir. Yumruk yapmak, bir nesneyi yakalamak ve cisimleri sıkıca kavramak gibi fonksiyonlar, başparmak olmadan yapılamaz. Ayrıca başparmak yokluğu, askerlikten cerrahiye kadar birçok meslek dalında büyük bir eksiklik kabul edilmektedir.
Yapısı ve fonksiyonlarıyla Allah’ın sanatını görmek ve anlamak isteyenlere bir ilham kaynağı olan başparmak, bizlere de bu paha biçilmez uzvu bahşeden Rabb’imize, şükürle mukabele etmenin gereğini hatırlatmaktadır.
Kaynaklar - http://www.brainconnection.com/ - http://www.bartleby.com/107/Gray’s - http://tr.wikiquote.org/wiki/Isaac_Newton - http://images.google.com - http://en.wikipedia.org/wiki/Image:Thumbs_up.JPG - http://www.assh.org/AM/Template.cfm - http://www.kuranmeali.com/ayetkarsilastirma.asp?sure=75&ayet=4 |
| |
|