Mahşer günü Allah Teâlâ`nın Peygamberimize ihsan buyurduğu gayet
büyük bir havuzdur. Suyu pek tatlı, berrak, ferahlatıcıdır. Sâlih
mü`minler bu sudan içecek, mahşerin dehşetinden meydana gelen
hararetlerini bununla gidereceklerdir.
Hz. Peygamber bu durumu
şöyle anlatmıştır: 'Ümmetim havza, benim yanıma gelecek. Ben de tıpkı
bir adamın kendi develerinden başkasının develerini kovduğu gibi
birtakım insanları havuzumdan kovacağım" Sahâbîler "Ey Allahım
peygamberi, Sen bizi tanıyabilecek misin?" dediler. Hz. Peygamber
(s.a.s) şöyle cevaplandırdı: "Evet sizin başka hiç kimsede bulunmayan
bir simanız olacak, benim yanıma abdest eserinden yüzleriniz ve
ayaklarınız nurlu olarak geleceksiniz. Ama sizden bu grub yanıma
gelmekten mutlaka alıkonulacak ve gelemeyecekler. Ben "Ya Rabbi! Bunlar
benim ashabımdandır" diyeceğim. Bana bu Melek şöyle cevap verecek:
"Onların senden sonra ne bid'atler çıkardığını biliyor musun?" (Müslim
Tahâre, 38 ).Havz-ı kevseri ispat eden hadisler manevi
mütevatir derecesini bulmuştur. Elliden fazla sahâbe tarafından bu
hadisler rivâyet edilmiştir. Dalâlet fırkalarından Haricîler ve
Mutezile'den bir kısım âlimleri havuzu inkâr etmişlerdir. Hz.
Peygamber'in havuzdan kovacağı fırkalar, münafıklar ve mürtedlerdir.
Çünkü onlar mü'minler gibi önce abdest aldıklarından, elleri ayakları
nurlu gibi haşredilirler, fakat Hz. Peygamber onları simalarından tanır
ve havuzun başından kovar bazı alimler bu kovulanları büyük günah
sahibi mü'minler ve bid'atları küfre varmayan bid'at fırkalarıdır
şeklinde yorumlamıştır. Hariciler, Rafıziler ve diğer bid'at grupları
buna dahildir.
Bir rivâyete göre her peygamberin bir havzı
vardır. Havzının başında elinde asası olduğu halde duracak ve
ümmetinden tanıdıklarını davet edecektir. Hz. Peygamber (s.a.s)
havuzunun büyüklüğü ve havuzu başında toplanacak ümmetinin çokluğu ile
diğer peygamberlere temayüz edecektir. (Zübeyr TEKKEŞİN)