DELPHIN
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
DELPHIN


 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
İstatistik
Konu Yazan GöndermeTarihi
Paz Ağus. 30, 2009 5:57 am
Perş. Haz. 18, 2009 2:24 pm
C.tesi Haz. 13, 2009 3:42 pm
Cuma Haz. 12, 2009 11:53 pm
C.tesi Mayıs 30, 2009 5:34 am
C.tesi Mayıs 30, 2009 4:47 am
Cuma Mayıs 22, 2009 5:16 pm
C.tesi Mayıs 16, 2009 8:34 am
Perş. Mayıs 14, 2009 6:55 pm
C.tesi Mayıs 09, 2009 10:04 am
Çarş. Mayıs 06, 2009 12:49 pm
Ptsi Mayıs 04, 2009 2:29 pm
Cuma Nis. 24, 2009 9:10 am
Cuma Nis. 24, 2009 5:57 am
C.tesi Nis. 11, 2009 11:47 am
Cuma Nis. 03, 2009 4:35 pm
Paz Mart 29, 2009 11:22 am
Salı Mart 17, 2009 2:18 pm
Perş. Mart 12, 2009 7:15 pm
Salı Mart 10, 2009 11:49 am

 

 Rüyet Nedir?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
nida_ül islam
Çalışkan Üye
Çalışkan Üye
nida_ül islam


Mesaj Sayısı : 611
Kayıt tarihi : 17/12/07

Rüyet Nedir? Empty
MesajKonu: Rüyet Nedir?   Rüyet Nedir? EmptyÇarş. Mayıs 21, 2008 2:37 pm

Bir ömür boyu, O'nun yarattığı şu kâinattan yine O'nun ihsan ettiği beden
ile istifade eden ve her biri ayrı bir ilâhî ihsan olan akıl, kalp ve
hissiyatıyla nice hakikatlere muhatap olan insanoğlu, kendisini bu
kadar lütuflara gark eden Rabbini görmeyi elbette aşk derecesinde arzu
ediyor. İnsan kalbine yerleştirilen bu arzunun cevabı, cennette
verilecek ve insan, cennet lezzetlerini çok gerilerde bırakan en ileri
ihsana böylece ermiş olacaktır. Rüyet hakkında çok münakaşalar cereyan
etmiştir. Onların ayrıntısına girmeyeceğiz. Ana hatlarıyla, ehl-i
sünnet alimleri rüyetin haktır ve câiz olduğunda, mahiyetinin ise
bilinemeyeceğinde ittifak etmişler. Dalâlet fırkalarından olan Mutezile
mezhebinde ise rüyet kabul edilmez.

Her şeyi akılla halletmeye
çalışan insanoğlu bu büyük tecellinin nasıl olacağına da az kafa yormuş
değil. Gerçekte bu saha aklın değil kalbin, düşüncenin değil zevkin
sahasıdır. Ama,akıl uzaktan uzağa da olsa bir şeyler anlamak, bazı
ipuçları yakalamak ve tatmin olmak istiyor. Allah Resulünün (asm.)
ifadesiyle, "Gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve insan kalbine
gelmemiş" bir âlem olan cenneti ve en büyük bir ilâhî rahmet olan
rüyeti, bu dünyada nasıl anlayabilir ve nasıl kavrayabiliriz! Ama insan
aklı rahat durmuyor. Öte âlemde ihsan edilecek ve ancak orada zevk
edilebilecek bir hakikatin aklî izahını bu dünyada istiyor.

Nur
Külliyatından Sözler’de "Göz bir hassedir ki, ruh bu âlemi o pencere
ile seyreder." buyrulmakla, ruhun başka âlemleri bu göze muhtaç olmadan
da seyredebileceğine işaret edilir. Bunun en güzel misâli rüya
hadisesidir. Mesnevî-i Nuriye de ise "Ruhu cismaniyetine galib olan
evliyanın işleri, fiilleri, sürat-ı ruh mizânıyla cereyan eder."
buyrulur. Bilindiği gibi, cihet ve yön ancak beden için söz konusu. Ruh
için ön, arka, sağ sol gibi kelimeler kullanılmaz. O halde, ruh bedene
galip olunca yön ve cihet devreden çıkar ve ruh, her tarafı birlikte ve
beraber görebilir. Nitekim, Allah Resulü (asm.), arkadan gelenleri de
aynen öndekiler gibi rahatlıkla görürdü.Ehl-i cennetin ruhları
bedenlerine galiptir. Bir anda birçok mekânda birlikte bulanabilirler.
Ve yine cennet ehlinin görmeleri de bu dünyadakinden çok ileri bir
seviyededir. Aralarında gölge ile asıl kadar fark vardır. Dünyada
sadece maddi eşyayı görebilen insan gözü kabirden itibaren artık
melekleri göremeye başlayacaktır.

Buna bir de, rüyetteki ilâhî
yakınlığın nuru eklendiğinde, o kâmil ruh, o anda bir feyze gark olacak
ve rabbini cihetten, mesafeden ve şekilden münezzeh bir keyfiyetle
seyrederek kendinden geçecek ve kalbi nice mânevî zevklerin cevelan
ettiği bir ummana dönecek ve o bahtiyar kul, cennetten edindiği zevkle
kıyaslanmayacak kadar ileri bir hazzı, rabbinin rüyetiyle tadacak, mest
olacaktır.

Üstad Bediüzzaman hazretleri, vahdetül-vücut
meşrebi için, "Tevhitte istiğraktır." buyurur. Bu fâni âlemdeki görme,
işitme, yeme, içme kısacası her şey, ebediyet yurdundakilere göre ancak
gölge derecesinde kaldığı gibi, bu dünyadaki istiğrak hâlinin aslı da
tariflere sığmaz bir ulviyet ile, rüyet hadisesinde kendini
gösterecektir.Rüyeti müjdeleyen bir âyet-i kerime:"Nice yüzler o gün
ışıldar, parlar; rabbine nâzır (onun cemâline bakmaktadır)." (Kıyamet
Suresi, 22)

Asrımızın büyük âlimlerinden Elmalılı Hamdi Yazır,
bu âyetin tefsirinde şöyle buyurur: "Ehl-i sünnet, bu bakışı, rüyet
mânâsıyla anlayarak ahirette müminlerin Cemâlullahı rüyetini ispat
etmişlerdir. ‘lenterani’ye (sen beni göremezsin ) ayetine sarılan
Mutezile bu bakışı intizar (bekleme) mânâsına haml eylemişlerdir.
Halbuki gayeye ermeyen intizarın neticesi neşe değil, inkısar-ı hayal
ve elem(dir)" Lenterani, "sen beni göremezsin” mânâsına geliyor.
Cenâb-ı hakk’tan, rüyet talebinde bulunan musa aleyhisselâma bu ilâhî
kelamla karşılık verilmiş.Füsus şarihi, değerli bilim ve fikir adamı
Ahmed Avni bey , Musa alehisselâmın rüyet talep etmesini rüyete delil
olduğunu beyan eder ve buyurur ki: Rüyet muhâl olsaydı, Musa (a.s.)
böyle bir talepte bulunmazdı."

Ahmed Avni Bey, rüyet halinde
kişinin kendinden geçeceğini, kendisinde varlık namına bir şey
kalmayacağını, ilâhî tecelliye ve yakınlığa gark olacağını ifade ederek
cennetteki rüyet için önemli işaretler verir.

Rü’yetle ilgili
bir âyet-i kerime: "İyi davrananlar için daha güzel karşılık, bir de
ziyade vardır." (yunus suresi, 26)Ayette geçen "ziyade" kelimesini,
Allah resulü (a.s.m.), "rahmanın cemâline nazar" şeklinde tefsir
etmişlerdir.

Alaaddin Başar(Prof. Dr.)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.herkul.org/
 
Rüyet Nedir?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Cin nedir?
» coreldraw nedir
» HD TV Teknolojisi Nedir..
» iban nedir ?
» Cihad nedir?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
DELPHIN :: HAK DİN İSLAM-
Buraya geçin:  
forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Cookies | Son tartışmalar