DELPHIN
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
DELPHIN


 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
İstatistik
Konu Yazan GöndermeTarihi
Paz Ağus. 30, 2009 5:57 am
Perş. Haz. 18, 2009 2:24 pm
C.tesi Haz. 13, 2009 3:42 pm
Cuma Haz. 12, 2009 11:53 pm
C.tesi Mayıs 30, 2009 5:34 am
C.tesi Mayıs 30, 2009 4:47 am
Cuma Mayıs 22, 2009 5:16 pm
C.tesi Mayıs 16, 2009 8:34 am
Perş. Mayıs 14, 2009 6:55 pm
C.tesi Mayıs 09, 2009 10:04 am
Çarş. Mayıs 06, 2009 12:49 pm
Ptsi Mayıs 04, 2009 2:29 pm
Cuma Nis. 24, 2009 9:10 am
Cuma Nis. 24, 2009 5:57 am
C.tesi Nis. 11, 2009 11:47 am
Cuma Nis. 03, 2009 4:35 pm
Paz Mart 29, 2009 11:22 am
Salı Mart 17, 2009 2:18 pm
Perş. Mart 12, 2009 7:15 pm
Salı Mart 10, 2009 11:49 am

 

 KUR'ÂN OKUMANIN ÂHİRETTE KAZANDIRDIKLARI

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
nida_ül islam
Çalışkan Üye
Çalışkan Üye
nida_ül islam


Mesaj Sayısı : 611
Kayıt tarihi : 17/12/07

KUR'ÂN OKUMANIN ÂHİRETTE KAZANDIRDIKLARI Empty
MesajKonu: KUR'ÂN OKUMANIN ÂHİRETTE KAZANDIRDIKLARI   KUR'ÂN OKUMANIN ÂHİRETTE KAZANDIRDIKLARI EmptyCuma Mayıs 23, 2008 7:33 pm

KUR'ÂN OKUMANIN ÂHİRETTE KAZANDIRDIKLARI

En Hayırlı Kişi

İnsanlara
göre üstünlük ölçüleri farklıdır. Kimine göre zenginlik, kimine göre
soy-sop, kimine göre ırk, kimine göre makam-mevki vs.. Ancak Cenab-ı
Allah'a (c.c.) göre hayırlı ve üstün olma, Kur'ân'ı öğrenme ve öğretme
meselesine bağlanmıştır. Bu önemlidir, çünkü Kur'ân okunup anlaşılmadan
üstün olmanın yolları bilinemez, hayırlı olmaya götüren ve hayırlı
olmayı engelleyen hususlar tespit edilemez. Bu meselelerin aynı zamanda
başkalarına aktarılması da istenmiştir ki, iyiler ve iyilikler
çoğalsın, kötüler ve kötülükler Kur'ân'ın altın ikliminde yok olup
gitsinler. Bu hususu Hz. Peygamber (s.a.s), şu vecîz ifadeleriyle
anlatmaktadır: "Sizin en hayırlınız, Kur'ân'ı öğrenen ve öğretendir."
(Buharî, Fedailü'l-Kur’ân, 21; Tirmizî, Fedailü'l-Kur’ân, 15)
Kur'ân-ı Kerim

"..Şunu
unutmayın ki, Allah'ın nazarında en üstün olanınız, içinizden takvada
(Allah'ı sayıp haramlardan sakınmada) en ileri olanınızdır..." (Hucurât
49/13) beyanıyla, Allah katında insanların değer kazanma ölçüsünü
bildirmiştir. Belirtilen bu takva sahibi olma hususu ise, ancak
Kur'ân'ı okuma ve anlamadan geçer. Demek ki bu okuma ve anlama işi
yapıldığında takva yakalanılıyor, takvayla da insan en hayırlılar
kervanına katılmış oluyor.

Kıyâmette Şefâat

En küçük bir
iyiliği dahi karşılıksız bırakmayan Cenab-ı Hakk (c.c.), insanın bu
dünyada değer verip meşgul olduğu Kur'ân'ı, kişinin ona sahip çıkması
ve onunla samimi bir alâka kurması oranında insana şefaatçi yapar.
Bununla insan, belki de en muhtaç olduğu bâdirelerden kolaylıkla
kurtulmuş olur. Hz. Peygamber'in bu hususla ilgili beyanları oldukça
dikkat çekicidir. O (s.a.s.), şöyle buyurur:

"Kişi kabrinden
kalkınca Kur'ân, o kimseyi, rengi değişmiş ve zayıflamış bir halde
karşılar ve: 'Beni tanıyor musun?' der. O da: 'Hayır' cevabını verir. O
zaman: 'Ben senin arkadaşın olan ve seni şiddetli sıcaklarda susuz,
geceleri uykusuz bırakan Kur'ân'ım' der. Sonra o şahsa vakar tacı,
anne-babasına da iki değerli elbise giydirilir. Anne-baba bunun
sebebini sorunca, çocuklarının Kur'ân'la olan meşguliyeti gösterilir."
(İbn Mace, "Edeb", 52: Darimî, Sünen, 2/451) Diğer bir hadislerinde de
Allah Resûlü şöyle buyurmuşlardır: "Kur'ân okuyun! Zira Kur'ân, kıyamet
günü okuyana şefaatçi olarak gelir." (Müslim, Müsafirûn, 252)

Kıyâmette Nûr

Kur'ân'ın
isimlerinden birisi de "Nûr"dur. Nurun anlamlarından biri de, etrafı
aydınlatan ve görmeye yardım eden ışıktır. (İbn Faris, Mu'cem Mekâyis
Fi'l-Luğa, 368; Rağıb, Müfredât, 508) Kur'ân, insana maddi-manevî bir
ışıktır. Ona yol gösteren bir lambadır. Bu dünyada içinden çıkamayacağı
konularda bir rehberdir. Nitekim

"Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir delil geldi, size açık bir Nûr indirdik." (Nisâ 4/174) âyeti de bunu vurgulamaktadır.

Kur'ân'ın
aydınlatması ve insana yol göstermesi sadece bu dünya ile sınırlı
olmayıp, âhirette de devam edecektir. Hz. Peygamber (s.a.s.), Kur'ân'ın
ahirette insanlara bir Nûr olarak gelmesini şöyle ifade buyurmuştur:
"Her kim Allah'ın kitabından bir âyet öğrenirse, o öğrendiği kıyâmet
günü kendisine bir nur olacaktır." (Darimî, 2/444)

Kur'ân'la Yükselme

Kur'ân-ı
Kerim'de Cennet'ten bahsedilirken, her zaman tek bir cennetten
bahsedilmez. Özellikle Cennet'in farklı derece ve mertebelerine vurgu
için çoğul sıygasıyla "cennât" (cennetler) olarak ifade edilir. Yani
nasıl dünyada insanlar sahip oldukları imkânlar açısından aynı seviyede
değillerse, ahirette de bunun benzeri olacaktır. Burada yaptıkları
işler, kazandıkları sevaplar ölçüsünde orada farklı bir konum, farklı
bir mertebe kazanmış olacaklardır. Kur'ân'a sahip çıkma, onu okuma,
anlama ve yaşama ölçüsünde Cennet'teki makam ve dereceler de
farklılaşacaktır. Resûlullah (s.a.s), Kur'ân'ın insana kazandıracağı bu
yönü şöyle ifade buyurmuşlardır:

"Kur'ân'ı okuyup ona sahip
çıkan kimseye (âhirette): "Oku ve (Cennet'in derecelerine) yüksel,
dünyada nasıl ağır ağır okuyor idiysen öyle oku. Zira makamın, okuduğun
en son âyetin seviyesindedir." denir. (Ebu Davud, Vitr, 20; Tirmizî,
Sevabü'l-Kur’ân, 18)

Bitmeyen Ticaret

Kur'ân'a sahip
çıkıp onu vird haline getiren ve onunla amel eden kimseler
anlatılırken, onların, batması, tükenmesi ve iflası mümkün olmayan bir
ticaret kazancına sahip oldukları ifade edilir. Tükenmeyen zengin bir
ticaret nitelemesinde bulunma, verenin, her şeyin sahibi ve mâliki
Allah (c.c.) olmasındandır. Bu husus, Kur'ân'da şöyle belirtilmektedir:

"Allah'ın
Kitabını okuyup ona uyanlar, namazı hakkıyla ifa edenler ve kendilerine
nasip ettiğimiz imkânlardan gizli ve âşikâr olarak hayır yolunda
harcayanlar, ziyan ihtimali olmayan bir ticaret umarlar." (Fâtır 35/29)

Zorlanana İki Sevap

Kur'ân,
İlâhi bir hazinedir. O, her yönüyle bir hayır deryasıdır. Şânına
yaraşır bir şekilde okunduğunda, meleklere denk bir makama ulaşılır.
Tam manâsıyla eda edilemediği, okunmasında veyahut da öğrenilmesinde
zorlanıldığında ise verilen derece iki katıdır. Özellikle yeni
başlayanlar veya belli bir yaştan sonra okumaya başlayıp zorlananlar
için Allah Resûlü'nün bu husustaki müjdesi şöyledir:

"Kur'ân-ı
Kerim'i maharetle okuyan bir insan, Kirâmen Kâtibin melekleri
seviyesinde olur. Onu o seviyede beceremeyen fakat halis bir niyet ile
okumağa çalışan, okurken de kem küm edip dili dolaşan ve Kur'ân'ı
okumak ona zor geldiği halde okuyan insana da iki sevap vardır."
(Buharî, Tevnid, 52; Müslim, Müsafirûn, 244)

Her Harfine On Sevap

Rahmeti
sonsuz Yüce Yaratıcı (c.c.), insanlara verdiği sayısız nimetler
yanında, ayrıca yaptıkları iyi işlere de kat kat sevap ve mükâfat
vermektedir. Kötülükler bir misliyle karşılık gördüğü halde,
iyiliklerin karşılığı on, yüz veya daha fazla katını bulabilmektedir.
Nitekim

"Kim Allah'a güzel bir işle gelirse, iyilik işlerse, ona
on misli verilir; kim de bir kötülükle gelirse, sadece kötülüğüne denk
bir ceza görür ve hiç kimseye haksızlık edilmez." (En'âm 6/160) âyeti
bu gerçeği ifade etmektedir. Şüphesiz ki işlerin en hayırlısı ve
değerlisi, Cenab-ı Hakk'ın Kelâm sıfatından gelen Kur'ân-ı Kerim'in
okunup anlaşılması ve yaşanmasıdır. Onun her bir cümlesi, kelimesi,
hattâ harfi Allah Teâla katında ayrı bir kıymeti haizdir ve karşılığı
en üst seviyeden verilecektir. Bu hususu Allah Resûlü şu açık
beyanlarıyla ifade etmişlerdir:

"Kur'ân-ı Kerim'den tek bir harf
okuyana bile bir sevap vardır. Her hasene on misliyle değerlendirilir.
Ben "Elif lâm Mîm" bir harf demiyorum. Aksine "Elif" bir harf, "Lâm"
bir harf, "Mîm" de bir harftir." (Tirmizî, Sevabü'l-Kur’ân, 16)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.herkul.org/
 
KUR'ÂN OKUMANIN ÂHİRETTE KAZANDIRDIKLARI
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Cumhuriyeti kuran gizli komite
» Cumhuriyeti kuran gizli komite

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
DELPHIN :: HAK DİN İSLAM-
Buraya geçin:  
Yetkinforum | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Cookies | Son tartışmalar