4 Eylül 973'te Harezm'de doğdu. Birûnî, Harezm sarayında astronomi ve matematik öğrendi. Harezm’deki kargaşalıklar yüzünden bir süre İran'da kaldı. Ardından Ziyariler hükümdarı Kabus bin Vaşmgir’in sarayına girdi. Bir tür tarih yapıtı olan el-Âsârü'l-Bâkiye'yi (Geride Kalan Yüzyıllar) orada yazarak sultana sundu. Harezm'e döndükten sonra, Sultan Memun bin el-Memun'un sarayında İbni Sina, İbn Miskeveyh, Ebu Nasr gibi bilginlerle birlikte çalıştı. Gazneli Mahmud'un Harezm ülkesini fethetmesinden sonra Gazne kentine yerleşti. Gazneli sarayında büyük saygı gördü. Son yıllarını Gazne’de geçirdi ve burada öldü.
Orta Asya'lı büyük bilgin El Biruni, 4 Eylül 973 yılında Harezm'in başkenti Kath yakınlarında doğdu. İlk öğrenimini Yunan'lı bir bilginden aldı. Tanınmış ve seçkin bir aileden gelen Harezm'li matematikçi ve gökbilimci birisi tarafından evlat edinen El Biruni, ilk çalışmalarını bu alimin yanında yaptı. İlk eseri, Asar-ül-Bakiye' dir.
El Biruni, o zamanın bilginleriyle Buhara'da tanışmış, evrenin yapısı, serbest düşme ve diğer fizik yasalarını ve bölünmez parçacıklar üzerinde mektupla yaptığı bazı tartışmalar vardır. 1010 yılında El-Memun Akademisi'ne kabul edildi. Gazneli Mahmut Harezm'i işgal edince, El Biruni ile birlikte binlerce kişiyi tutsak aldı. Bunu izleyen on yıl içinde astronomi ve matematik çalışmalarının doruğuna erişti. Bu tutsaklığı sırasında, anayurtlarından sürülmüş ve tutsak olan Hint'li bilginlerle tanıştı. Birçok dilde ilmi çeviriler yaptı.
Astronomi üzerine yaptığı en iyi çalışmayı Gazneli Mahmut'un oğlu Mesut'a sundu. Sultan Mesut kendisine bir fil yükü gümüşü hediye edince, "Bu armağan beni baştan çıkarır, bilimden uzaklaştırır" diyerek bu hediyeyi geri çevirdi.Bu sırada kardeşi Gülce,Tan adında biriyle evlendi...Ve bir süre sonra 5 çocuğu oldu.
Eserlerinin sayısı yüz elliden fazladır. Yetmiş tane astronomi ve yirmi tane de matematik kitabı vardır. Tıp, biyoloji, bitkiler, madenler, hayvanlar ve yararlı otlar üzerinde bir dizin oluşturmuştur. 1048 yılında 75 yaşındayken ölmüştür.
Mektuplarından, Aristoteles'i bildiği anlaşılır. İbni Sina gibi önemli bilginlerle beraber çalışmıştır. Hindistan'a birçok kez gitti. Bu nedenle Hindistan'ı konu alan bir kitap yazdı. Onun bu kitabı birkaç dile çevrildi. Gerçek bir bilim anlayışına sahipti. Irk kavramına önem vermezdi. Başka bir halkın ileri kültüründen derin bir saygıyla söz ederdi. Bir tane de romanı vardır. Elimizdeki eserlerinin sayısı yirmi üç kadardır.