DELPHIN
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
DELPHIN


 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
İstatistik
Konu Yazan GöndermeTarihi
Paz Ağus. 30, 2009 5:57 am
Perş. Haz. 18, 2009 2:24 pm
C.tesi Haz. 13, 2009 3:42 pm
Cuma Haz. 12, 2009 11:53 pm
C.tesi Mayıs 30, 2009 5:34 am
C.tesi Mayıs 30, 2009 4:47 am
Cuma Mayıs 22, 2009 5:16 pm
C.tesi Mayıs 16, 2009 8:34 am
Perş. Mayıs 14, 2009 6:55 pm
C.tesi Mayıs 09, 2009 10:04 am
Çarş. Mayıs 06, 2009 12:49 pm
Ptsi Mayıs 04, 2009 2:29 pm
Cuma Nis. 24, 2009 9:10 am
Cuma Nis. 24, 2009 5:57 am
C.tesi Nis. 11, 2009 11:47 am
Cuma Nis. 03, 2009 4:35 pm
Paz Mart 29, 2009 11:22 am
Salı Mart 17, 2009 2:18 pm
Perş. Mart 12, 2009 7:15 pm
Salı Mart 10, 2009 11:49 am

 

 HACC SÛRESİ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
nida_ül islam
Çalışkan Üye
Çalışkan Üye
nida_ül islam


Mesaj Sayısı : 611
Kayıt tarihi : 17/12/07

HACC SÛRESİ Empty
MesajKonu: HACC SÛRESİ   HACC SÛRESİ EmptyPerş. Haz. 26, 2008 10:45 am

Euzu billahi mineşşeytanirracim Bismillahirrahmanir rahim



1. Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Çünkü kıyamet sarsıntısı çok büyük bir şeydir.



2. Onu göreceğiniz gün, her emzikli kadın emzirmekte olduğu
çocuğundan geçer ve her hamile kadın da karnındaki çocuğunu düşürür.
İnsanları sarhoş görürsün; halbuki onlar sarhoş değillerdir. Ne var ki
Allah'ın azabı çok şiddetlidir.


3. İnsanlardan kimi vardır ki, hiçbir bilgisi olmadığı halde Allah
hakkında tartışmaya girer ve her azgın şeytanın ardına düşer.


4. Şeytan hakkında, "Her kim onu dost edinirse mutlaka o kimseyi
saptırır ve onu cehennem azabına sürükler" diye yazılmıştır.


5. Ey insanlar! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe
içindeyseniz (düşünün ki) hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir
sudan (meniden), sonra bir "alaka"dan, sonra da yaratılışı belli
belirsiz bir "mudga"dan3 yarattık ki size (kudretimizi) apaçık
anlatalım. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz.
Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyor, sonra da (akıl, temyiz ve
kuvvette) tam gücünüze ulaşmanız için (sizi kemale erdiriyoruz.)
İçinizden ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün
çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hale gelsin.
Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Biz onun üzerine yağmur
indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift
bitkiler bitirir.


6. Bu böyle. Çünkü Allah hakkın ta kendisidir. Şüphesiz O ölüleri diriltir ve O her şeye hakkıyla kadirdir.



7. Çünkü kıyamet muhakkak gelecektir. Onda hiçbir şüphe yoktur ve şüphesiz Allah kabirdeki kimseleri diriltecektir.



8, 9. İnsanlardan öylesi de vardır ki, ne bir ilmi, ne bir yol
göstericisi, ne de aydınlatıcı bir kitabı olduğu halde kibirlenerek
insanları Allah'ın yolundan saptırmak için, Allah hakkında tartışmaya
kalkar. Ona dünyada bir rezillik vardır. Ona kıyamet gününde de yangın
azabını tattıracağız.


10. (Ona), "İşte bu kendi ellerinin önceden işledikleri
yüzündendir. Allah kesinlikle kullara zulmedici değildir" (denir.)


11. İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah'a kıyıdan kenardan
kulluk eder. Eğer kendisine bir hayır dokunursa gönlü onunla hoş olur.
Şâyet başına bir kötülük gelirse gerisin geri (küfre) dönüverir. O
dünyayı da kaybetmiştir, ahireti de. İşte bu apaçık ziyanın ta
kendisidir.


12. O, Allah'ı bırakır da kendine ne zarar, ne de fayda veren şeylere tapar. Bu da derin sapıklığın ta kendisidir.



13. Zararı faydasından daha yakın olana tapar. O (taptığı) ne kötü yardımcı, ne fena yoldaştır!



14. Muhakkak ki Allah iman edip salih ameller işleyenleri içinden
ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Şüphesiz Allah dilediğini yapar.


15. Her kim ona (Muhammed'e) Allah'ın dünyada ve ahirette asla
yardım etmeyeceğini zannediyorsa hemen tavana bir ip çeksin, sonra
kendini assın da bir baksın; başvurduğu (bu yöntem), öfkelendiği şeyi
giderecek mi?


16. Böylece biz Kur'an'ı apaçık âyetler halinde indirdik. Şüphesiz Allah dilediğini doğru yola iletir.



17. Şüphesiz, iman edenler, Yahudiler, Sabiîler, Hıristiyanlar,
Mecûsiler ve Allah'a ortak koşanlar var ya, Allah kıyamet günü onların
aralarında mutlaka hüküm verecektir. Çünkü Allah her şeye şahittir.


18. Görmedin mi ki şüphesiz, göklerde ve yerde olanlar, güneş ay,
yıldızlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah'a secde
etmektedir. Birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi
alçaltırsa ona saygınlık kazandıracak hiçbir kimse yoktur. Şüphesiz,
Allah dilediğini yapar.


19. İşte iki hasım taraf ki, Rableri hakkında tartışmaya
girmişlerdir. Bunlardan inkar edenler için ateşten giysiler
biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülür.


20. Onunla, karınlarının içindekiler ve derileri eritilir.



21. Onlar için bir de demirden topuzlar vardır.



22. Her ne zaman cehennemden, o ızdıraptan çıkmak isteseler, oraya
geri döndürülürler ve onlara, "Tadın yangın azabını" denilir.


23. Şüphesiz, Allah iman edip salih ameller işleyenleri içlerinden
ırmaklar akan cennetlere koyacak, orada altından bileziklerle,
incilerle süsleneceklerdir. Oradaki giysileri ise ipektir.


24. Onlar hem sözün hoş olanına ulaştırılmışlar, hem de övgüye layık olan Allah'ın yoluna iletilmişlerdir.



25. İnkar edenler ile Allah'ın yolundan ve içinde, yerli, misafir
bütün insanları eşit kıldığımız Mescid-i Haram'dan alıkoyanlar (azabı
hak etmişlerdir.) Kim de orada zulmederek haktan sapmak isterse biz ona
elem dolu bir azaptan tattıracağız.


26. Hani biz İbrahim'e, Kâbe'nin yerini, "Bana hiçbir şeyi ortak
koşma; evimi, tavaf edenler, namaz kılanlar, rükû ve secde edenler için
temizle" diye belirlemiştik.


27. İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak, gerek
uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler.


28. Gelsinler ki, kendilerine ait bir takım menfaatlere şahit
olsunlar ve Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık)
hayvanlar üzerine belli günlerde5 (onları kurban ederken) Allah'ın
adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.



29. Sonra kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler ve Beyt-i Atik'i (Kâbe'yi) tavaf etsinler.



30. Bu böyle. Kim Allah'ın hükümlerine saygı gösterirse bu Rabbi
katında kendisi için bir hayırdır. Haramlığı size okunanların
(bildirilenlerin) dışında6 bütün hayvanlar size helal kılındı. Artık
putlara tapma pisliğinden kaçının, yalan sözden kaçının.


31. Allah'a yönelen, ona ortak koşmayan kimseler (olun). Kim
Allah'a ortak koşarsa, sanki gökten düşmüş de kendisini kuşlar
kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere sürüklüyor gibidir


32. Bu böyle. Her kim de Allah'ın nişanelerini (kurbanlıklarını)
yüceltirse şüphesiz ki bu kalplerin takvasından (Allah'a karşı
gelmekten sakınmasından)dır.


33. Sizin için onlarda belli bir zamana kadar bir takım yararlar
vardır. Sonra da kurbanlık olarak varacakları yer Beyt-i Atik
(Kâbe)'dir.


34. Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği
hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık.
İşte sizin ilahınız bir tek ilahtır. Şu halde yalnız ona teslim olun.
Alçak gönüllüleri müjdele!


35. Onlar, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperen, başlarına gelen
musibetlere sabreden, namazı dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak
verdiklerimizden Allah yolunda harcayan kimselerdir.


36. Kurbanlık büyük baş hayvanları da sizin için Allah'ın dininin
nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf
sıralanmış dururken (kurban edeceğinizde) üzerlerine Allah'ın adını
anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan siz de yiyin,
istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin.
Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik.


37. Onların etleri ve kanları asla Allah'a ulaşmaz. Fakat ona
sizin takvanız (Allah'a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır. Böylece
onları sizin hizmetinize verdi ki, size doğru yolu gösterdiğinden
dolayı Allah'ı büyük tanıyasınız. İyilik edenleri müjdele.


38. Şüphesiz, Allah inananları savunur. Doğrusu Allah hiçbir haini, nankörü sevmez.



39. Kendilerine savaş açılan müslümanlara, zulme uğramaları
sebebiyle cihad için izin verildi. Şüphe yok ki Allah'ın onlara yardım
etmeğe gücü yeter.


40. Onlar, haksız yere, sırf, "Rabbimiz Allah'tır" demelerinden
dolayı yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah'ın, insanların
bir kısmını bir kısmıyla defetmesi olmasaydı, içlerinde Allah'ın adı
çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler muhakkak yerle
bir edilirdi. Şüphesiz ki Allah kendi dinine yardım edene mutlaka
yardım eder. Şüphesiz ki Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.


41. Onlar öyle kimselerdir ki, şâyet kendilerine yeryüzünde imkan
ve iktidar versek, namazı dosdoğru kılar, zekatı verir, iyiliği emreder
ve kötülüğü yasaklarlar. Bütün işlerin âkıbeti Allah'a aittir.


42. Ey Muhammed! Eğer seni yalanlarlarsa bil ki, onlardan önce
Nûh, Âd ve Semûd kavimleri de (peygamberlerini) yalanlamışlardı.


43, 44. İbrahim'in kavmi ile Lût'un kavmi ve Medyen halkı da
(yalanlamışlardı). Mûsâ da yalanlandı ve nihayet o inkarcılara mühlet
verdim, sonra da onları yakalayıverdim. Beni inkar etmek nasılmış,
(gördüler).


45. Halkı zulmetmekteyken helak ettiğimiz, böylece duvarları,
çökmüş çatılarının üzerine yıkılmış nice memleketler, nice kullanılmaz
kuyular, nice muhteşem saraylar vardır!


46. Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri,
işitecek kulakları olsun? (Dolaştılar, ama ibret almadılar). Çünkü
gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri) kör olur.


47. Bir de senden acele azap istiyorlar. Halbuki Allah asla
va'dinden caymaz. Şüphesiz Rabbinin nezdinde bir gün, sizin saydığınız
bin yıl gibidir.


48. Zalim oldukları halde, mühlet verdiğim, sonra da kendilerini
azabımla yakaladığım nice memleket halkları vardır. Dönüş yalnız
banadır.


49. De ki: "Ey insanlar! Ben sizin için ancak apaçık bir uyarıcıyım."



50. Artık iman edip salih ameller işleyenler var ya, işte onlar için bir bağışlama, güzel bir nimet (cennet) vardır.



51. Âyetlerimizi geçersiz kılmak için çaba gösterenler var ya, işte onlar cehennemliklerdir.



52. Senden önce hiçbir resül ve nebi göndermedik ki, bir şey
temenni ettiği zaman, şeytan onun bu temennisine dair vesvese vermiş
olmasın. Ama Allah şeytanın vesvesesini giderir. Sonra Allah âyetlerini
sağlamlaştırır. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.


53. Allah şeytanın verdiği bu vesveseyi, kalplerinde hastalık
bulunanlar ile kalpleri katı olanlara bir imtihan vesilesi kılmak için
böyle yapar. Hiç şüphesiz ki o zalimler derin bir ayrılık içindedirler.



54. Bir de kendilerine ilim verilmiş olanlar onun, Rabbinden gelen
hak olduğunu bilsinler, böylece ona iman etsinler ve sonuçta da
kalpleri ona saygı duysun diye Allah böyle yapar. Hiç şüphe yok ki
Allah iman edenleri doğru yola iletir.


55. İnkar edenler, kendilerine kıyamet ansızın gelinceye, yahut da
onlara kısır bir günün8 azabı gelip çatıncaya dek o Kur'an'dan bir
şüphe içinde kalırlar.


56. İşte o gün mülk (hükümranlık) Allah'ındır. O, insanların
arasında hükmünü verir. Artık iman edip salih ameller işlemiş olanlar
Naîm Cennetleri'ndedirler.


57. İnkar edip âyetlerimizi yalanlamış olanlara gelince, onlar için de alçaltıcı bir azap vardır.



58. Allah yolunda hicret edip de sonra öldürülmüş veya ölmüş
olanlara gelince, Allah onlara muhakkak güzel bir rızık verecektir.
Şüphe yok ki Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.


59. Elbette onları hoşnut olacakları bir yere sokacaktır. Şüphesiz
Allah hakkıyla bilendir, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir).


60. Bu böyle. Bir de kim kendisine verilen eziyetin dengiyle
karşılık verir de sonra yine kendisine zulmedilirse, elbette Allah ona
yardım eder. Hiç şüphesiz ki Allah çok affedendir, çok bağışlayandır.


61. Bu böyle. Çünkü Allah geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de
gecenin içine sokar. Şüphesiz ki Allah hakkıyla işiten, hakkıyla
görendir.


62. Bu böyle. Çünkü Allah hakkın ta kendisidir. O'nu bırakıp da
taptıkları ise batılın ta kendisidir. Şüphesiz ki Allah yücedir,
büyüktür.


63. Allah'ın gökten yağmur indirdiği, böylece yeryüzünün yemyeşil
olduğunu görmedin mi? Şüphesiz, Allah çok lütufkârdır, hakkıyla
haberdardır.


64. . Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O'nundur. Şüphesiz ki Allah elbette zengindir, elbette övgüye layıktır.



65. Görmüyor musun ki, Allah bütün yerdekileri ve emri uyarınca
denizde akıp gitmekte olan gemileri sizin hizmetinize vermiştir. İzni
olmaksızın yerin üzerine düşmesin diye göğü O tutuyor. Şüphesiz ki
Allah insanlara karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir.


66. O, size hayat veren, sonra sizi öldürecek, daha sonra da diriltecek olandır. Şüphesiz, insan çok nankördür.



67. Biz her ümmet için uygulayacağı bir ibadet yolu verdik. O
halde din işinde seninle asla çekişmesinler. Sen Rabbine davet et.
Çünkü sen hiç şüphesiz hakka götüren dosdoğru bir yol üzerindesin.


68. Eğer seninle mücadele ederlerse, de ki: "Allah yapmakta olduğunuzu daha iyi bilmektedir."



69. Hakkında ayrılığa düşüp durduğunuz şeyler konusunda kıyamet günü Allah aranızda hüküm verecektir.



70. Bilmez misin ki kuşkusuz Allah gökte ve yerde ne varsa hepsini
bilir. Kuşkusuz bunların hepsi bir kitapta (Levh-i mahfuz'da)dır.
Şüphesiz bu Allah'a göre çok kolaydır.


71. Onlar, Allah'ı bırakıp, hakkında Allah'ın hiçbir delil
indirmediği, kendilerinin de hakkında hiçbir bilgilerinin bulunmadığı
şeylere kulluk ederler. Zalimlerin hiçbir yardımcısı yoktur.


72. Kendilerine âyetlerimiz açık açık okunduğu zaman o kafirlerin
yüz ifadelerinden inkarlarını anlarsın. Neredeyse, kendilerine
âyetlerimizi okuyanlara hışımla saldıracaklar. De ki: "Şimdi size bu
durumdan daha beterini haber vereyim mi: Ateş... Allah onu kafirlere
vaad etti. Ne kötü varış yeridir orası!"


73. Ey insanlar! Size bir örnek verildi. Şimdi ona iyi kulak
verin. Sizin Allah'tan başka taptıklarınız bir sinek dahi yaratamazlar,
hepsi bunun için toplansalar bile. Eğer sinek onlardan bir şey kapsa
bunu ondan kurtaramazlar. İsteyen de âciz, istenen de.


74. Allah'ın kadrini gereği gibi bilemediler. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.



75. Allah meleklerden de resüller seçer, insanlardan da. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.



76. Onların önlerindekini de (yaptıklarını da), arkalarındakini de
(yapacaklarını da) bilir. Bütün işler hep Allah'a döndürülür.


77. Ey iman edenler, rükû edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin ve hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.



78. Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O sizi seçti ve dinde
üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim'in dinine uyun.
Allah sizi hem daha önce hem de bu Kur'an'da müslüman diye isimlendirdi
ki, Peygamber size şahit (ve örnek) olsun, siz de insanlara şahitt (ve
örnek) olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah'a
sarılın. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.herkul.org/
 
HACC SÛRESİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
DELPHIN :: HAK DİN İSLAM :: DUA - AYET - HADİS :: KUR'AN-I KERİM MEALİ-
Buraya geçin:  
Bedava forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Cookies | Son tartışmalar