DELPHIN
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
DELPHIN


 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
İstatistik
Konu Yazan GöndermeTarihi
Paz Ağus. 30, 2009 5:57 am
Perş. Haz. 18, 2009 2:24 pm
C.tesi Haz. 13, 2009 3:42 pm
Cuma Haz. 12, 2009 11:53 pm
C.tesi Mayıs 30, 2009 5:34 am
C.tesi Mayıs 30, 2009 4:47 am
Cuma Mayıs 22, 2009 5:16 pm
C.tesi Mayıs 16, 2009 8:34 am
Perş. Mayıs 14, 2009 6:55 pm
C.tesi Mayıs 09, 2009 10:04 am
Çarş. Mayıs 06, 2009 12:49 pm
Ptsi Mayıs 04, 2009 2:29 pm
Cuma Nis. 24, 2009 9:10 am
Cuma Nis. 24, 2009 5:57 am
C.tesi Nis. 11, 2009 11:47 am
Cuma Nis. 03, 2009 4:35 pm
Paz Mart 29, 2009 11:22 am
Salı Mart 17, 2009 2:18 pm
Perş. Mart 12, 2009 7:15 pm
Salı Mart 10, 2009 11:49 am

 

 YASİN SÛRESİ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
nida_ül islam
Çalışkan Üye
Çalışkan Üye
nida_ül islam


Mesaj Sayısı : 611
Kayıt tarihi : 17/12/07

YASİN SÛRESİ Empty
MesajKonu: YASİN SÛRESİ   YASİN SÛRESİ EmptyCuma Haz. 27, 2008 9:54 am

Euzu billahi mineşşeytanirracim Bismillahirrahmanir rahim



1. Yâ Sîn.



2, 3, 4. (Ey Muhammed!) Hikmet dolu Kur'an'a andolsun ki sen
elbette dosdoğru bir yol üzere (peygamber) gönderilenlerdensin.


5, 6. Kur'an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan
bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah
tarafından indirilmiştir.


7. Andolsun, onların çoğu üzerine o söz (azap) hak olmuştur. Artık onlar iman etmezler.



8. Onların boyunlarına demir halkalar geçirdik, o halkalar
çenelerine dayanmıştır. Bu sebeple kafaları yukarıya kalkık durumdadır.



9. Biz onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık görmezler.



10. Onları uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.



11. Sen ancak Zikr'e (Kur'an'a) uyanı ve görmediği halde
Rahmân'dan korkan kimseyi uyarırsın. İşte onu bir bağışlanma ve güzel
bir mükafatla müjdele.


12. Şüphesiz biz, ölüleri mutlaka diriltiriz. Onların yaptıklarını
ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Biz her şeyi apaçık bir kitapta
(Levh-i Mahfuz'da) bir bir kaydetmişizdir.


13. (Ey Muhammed!) Onlara, o memleket halkını örnek ver. Hani oraya elçiler gelmişti.



14. Hani biz onlara iki elçi göndermiştik de onları yalancı
saymışlardı. Biz de onlara üçüncü bir elçi ile destek vermiştik. Onlar,
"Şüphesiz biz size gönderilmiş elçileriz" dediler.


15. Onlar şöyle dediler: "Siz de ancak bizim gibi insansınız.
Rahmân hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz."


16. (Elçiler ise) şöyle dediler: "Bizim gerçekten size gönderilmiş elçiler olduğumuzu Rabbimiz biliyor."



17. "Bize düşen ancak apaçık bir tebliğdir."



18. Dediler ki: "Şüphesiz biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa
uğradık. Eğer vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşlarız ve bizim
tarafımızdan size elem dolu bir azap dokunur."


19. Elçiler de, "Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt
verildiği için mi (uğursuzluğa uğruyorsunuz?). Hayır, siz aşırı giden
bir kavimsiniz" dediler.


20. Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: "Ey kavmim! Bu elçilere uyun."



21. "Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir."



22. "Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca ona döndürüleceksiniz."



23. "Onu bırakıp da başka ilahlar mı edineyim? Eğer Rahmân bana
bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve
beni kurtaramazlar."


24. "O taktirde ben mutlaka açık bir sapıklık içinde olurum."



25. "Şüphesiz ben sizin Rabbinize inandım. Gelin, beni dinleyin!"



26, 27. (Kavmi onu öldürdüğünde kendisine): "Cennete gir!"
denildi. O da, "Keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikram
edilenlerden kıldığını bilseydi!" dedi.


28. Kendisinden sonra kavmi üzerine (onları cezalandırmak için) gökten hiçbir ordu indirmedik. İndirecek de değildik.



29. Sadece korkunç bir ses oldu. Bir anda sönüp gittiler.



30. Yazık o kullara! Kendilerine bir peygamber gelmezdi ki, onunla alay ediyor olmasınlar.



31. Kendilerinden önce nice nesilleri helak ettiğimizi; onların artık kendilerine dönmeyeceklerini görmediler mi?



32. Onların hepsi de mutlaka toplanıp (hesap için) huzurumuza çıkarılacaklardır.



33. Ölü toprak onlar için bir delildir. Biz onu diriltir ve ondan taneler çıkarırız da onlardan yerler



34, 35. Meyvelerinden yesinler diye biz orada hurmalıklar, üzüm
bağları var ettik ve içlerinde pınarlar fışkırttık. Bunları onların
elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler mi?


36. Yerin bitirdiği şeylerden, insanların kendilerinden ve (daha)
bilemedikleri (nice) şeylerden, bütün çiftleri yaratanın şanı yücedir.


37. Gece de onlar için bir delildir. Gündüzü ondan çıkarırız, bir de bakarsın karanlık içinde kalmışlardır.



38. Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah'ın takdiri(düzenlemesi)dir.



39. Ayın dolaşımı için de konak yerleri (evreler) belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi olur.



40. Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.



41. Onların soylarını dolu gemide taşımamız da onlar için bir delildir.



42. Biz onlar için o gemi gibi binecekleri nice şeyler yarattık.



43. Biz istesek onları suda boğarız da kendileri için ne imdat çağrısı yapan olur, ne de kurtarılırlar.



44. Ancak tarafımızdan bir rahmet olarak ve bir süreye kadar daha yaşasınlar diye kurtarılırlar.



45. Onlara, "Önünüzde ve arkanızda olan şeylerden (dünya ve
ahirette göreceğiniz azaplardan) sakının ki size merhamet edilsin"
denildiğinde yüz çevirirler.


46. Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmez ki ondan yüz çeviriyor olmasınlar.



47. Onlara, "Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden Allah yolunda
harcayın" denildiği zaman, inkar edenler iman edenlere, "Allah'ın,
dilemiş olsa kendilerini doyurabileceği kimselere mi yedireceğiz? Siz
ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz" derler.


48. "Eğer doğru söyleyenlerseniz bu tehdit ne zaman gelecek?" diyorlar.



49. Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar.



50. Artık ne birbirlerine tavsiyede bulunabilirler ne de ailelerine dönebilirler.



51. Sûra üfürülür. Bir de bakarsın kabirlerden çıkmış Rablerine doğru akın akın gitmektedirler



52. Şöyle derler: "Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip
mezarımızdan çıkardı? Bu, Rahman'ın vaad ettiği şeydir. Peygamberler
doğru söylemişler."


53. Sadece korkunç bir ses olur. Bir de bakarsın hepsi birden toplanıp huzurumuza çıkarılmışlardır.



54. O gün kimseye, hiç mi hiç zulmedilmez. Size ancak işlemekte olduğunuz şeylerin karşılığı verilir.



55. Şüphesiz cennetlikler o gün nimetlerle meşguldürler, zevk sürerler.



56. Onlar ve eşleri gölgelerde koltuklara yaslanmaktadırlar.



57. Onlar için orada meyveler vardır. Onlar için diledikleri her şey vardır.



58. Çok merhametli olan Rab'den bir söz olarak (kendilerine) "Selam" (vardır).



59. (Allah şöyle der:) "Ey suçlular! Ayrılın bu gün!"



60, 61. "Ey ademoğulları! Ben size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü
o sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru
yoldur, diye emretmedim mi?"


62. "Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?"



63. "İşte bu, tehdit edildiğiniz cehennemdir."



64. "İnkar ettiğinizden dolayı bugün girin oraya!"



65. O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder.



66. Eğer dileseydik onların gözlerini büsbütün kör ederdik de (bu
halde) yola koyulmak için didişirlerdi. Fakat nasıl görecekler ki?!


67. Yine eğer dileseydik oldukları yerde başka yaratıklara
dönüştürürdük de ne ileri gidebilirler, ne geri dönebilirlerdi.


68. Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz (gücünü azaltırız). Hâlâ düşünmeyecekler mi?



69. Biz o Peygamber'e şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz da. O(na verdiğimiz) ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.



70. (Aklen ve fikren) diri olanları uyarması ve kafirler
hakkındaki o sözün (azabın) gerçekleşmesi için Kur'an'ı indirdik.


71. Görmediler mi ki biz onlar için, ellerimizin (kudretimizin)
eseri olan hayvanlar yarattık da onlar bu hayvanlara sahip oluyorlar.


72. Biz o hayvanları kendilerine boyun eğdirdik. Onlardan bir kısmı binekleridir, bir kısmını da yerler.



73. Onlar için bu hayvanlarda (daha pek çok) yararlar ve içecekler vardır. Hâlâ şükretmeyecekler mi?



74. Belki kendilerine yardım edilir diye Allah'ı bırakıp da ilahlar edindiler.



75. Onlar ilahlar için (hizmete) hazır asker oldukları halde, ilahlar onlara yardım edemezler.



76. (Ey Muhammed!) Artık onların sözü seni üzmesin. Çünkü biz onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz.



77. İnsan, bizim kendisini az bir sudan (meniden) yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman kesilmiştir.



78. Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki: "Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?"



79. De ki: "Onları ilk defa var eden diriltecektir. O her yaratılmışı hakkıyla bilendir."



80. O, sizin için yeşil ağaçtan ateş yaratandır. Şimdi siz ondan yakıp duruyorsunuz.



81. Gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, onların benzerini yaratmaya
gücü yetmez mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla bilendir.


82. Bir şeyi dilediği zaman onun emri o şeye ancak "Ol!" demektir. O da hemen oluverir.



83. Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah'ın şanı yücedir! Siz yalnız O'na döndürüleceksiniz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.herkul.org/
 
YASİN SÛRESİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
DELPHIN :: HAK DİN İSLAM :: DUA - AYET - HADİS :: KUR'AN-I KERİM MEALİ-
Buraya geçin:  
Yeni bir forum kurmak | Bilişim ve Internet | Computers | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Cookies | Son tartışmalar