DELPHIN
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
DELPHIN


 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
İstatistik
Konu Yazan GöndermeTarihi
Paz Ağus. 30, 2009 5:57 am
Perş. Haz. 18, 2009 2:24 pm
C.tesi Haz. 13, 2009 3:42 pm
Cuma Haz. 12, 2009 11:53 pm
C.tesi Mayıs 30, 2009 5:34 am
C.tesi Mayıs 30, 2009 4:47 am
Cuma Mayıs 22, 2009 5:16 pm
C.tesi Mayıs 16, 2009 8:34 am
Perş. Mayıs 14, 2009 6:55 pm
C.tesi Mayıs 09, 2009 10:04 am
Çarş. Mayıs 06, 2009 12:49 pm
Ptsi Mayıs 04, 2009 2:29 pm
Cuma Nis. 24, 2009 9:10 am
Cuma Nis. 24, 2009 5:57 am
C.tesi Nis. 11, 2009 11:47 am
Cuma Nis. 03, 2009 4:35 pm
Paz Mart 29, 2009 11:22 am
Salı Mart 17, 2009 2:18 pm
Perş. Mart 12, 2009 7:15 pm
Salı Mart 10, 2009 11:49 am

 

 Ivan Pavlov

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ugly_lord
Admin
Admin
ugly_lord


Erkek Mesaj Sayısı : 193
Yaş : 35
Kayıt tarihi : 13/12/07

Ivan Pavlov Empty
MesajKonu: Ivan Pavlov   Ivan Pavlov EmptyCuma Haz. 27, 2008 11:19 pm

14 Eylül 1849 Ryazan - 27 Subat 1936 Leningrad, Rus Fizyolog,Psikolog Ve Fizikci...
Asil Adi Ivan Petroviç Pavlov


Son derece sabırlı, kendine güvenen, coşku dolu
bir bilimadamı olan Pavlov, daha sonra "koşullanmış refleks" adım
vereceği, alışkanlığa bağlı davranışlar üzerinde çalışmalar yaptı.
Sindirim sistemi üzerindeki çalışmalarında olduğu gibi, bu çalışmasında
da denek (kobay) olarak köpekleri kullandı.


Bir çoğumuz apansız şimşek çaktığında, ya da
beklenmedik bir çığlık duyduğumuzda yerimizden sıçrarız. Bu davranış
bir tehlike karşısında olduğumuz düşüncesinden doğmamakta, doğrudan
oluşmaktadır. Düşünmek için zaman da yoktur zaten. Karanlıktan
aydınlığa çıktığımızda gözlerimiz elimizde olmadan kamaşır; sert bir
hareketle yüzyüze geldiğimizde irkiliriz. Nefes borumuza küçük bir
yemek kırıntısı kaçtığında öksürmeye, üşüdüğümüzde titremeye başlarız.


İstenç dışı oluşan bu tür davranışlara refleks
denir. Yeni doğan çocuğun ağlaması tipik bir reflekstir; herhangi bir
öğrenme ya da koşullanma gerektirmez. Refleks, insana özgü bir davranış
değildir; daha çok hayvanların sergilediği doğal bir tepkidir.
Davranışlarımızın küçük bir bölümünü kapsayan doğal tepkilerimizi
değiştiremeyiz. Oysa sosyal ilişkiler içinde kazandığımız
davranışlarımızın genellikle basit bir "etki - tepki" tekdüzeliği
içinde kaldığı söylenemez; bunlar arasında refleks görünümünde olanlar
bile değişime açıktır. Bu, bir ölçüde hayvanlar için de doğrudur.


Sirk hayvanlarının bizi eğlendiren, çoğu kez
hayrete düşüren becerileri "refleks" dediğimiz doğal tepkiler değil,
öğrenilmiş davranışlardır. Bir aslan ancak belli bir eğitim sürecinden
sonra ateş çemberinden atlayarak geçer. Ayının tef eşliğinde
dansetmesi, köpeğin iki ayağı üstünde durması ya da sahibinin
fırlattığı topu kapıp getirmesi doğal tepki değil, kazanılan birer
alışkanlıktır. Bir beceri, yerleşik bir alışkanlığa dönüşünce, düşünme
gerektirmeyen refleks türünden bir davranış haline gelir, belli bir
uyarıyla istenç dışı olarak açığa çıkar.


Örneğin, sorulduğunda adımızı hemen söylememiz;
"iki kere iki kaç eder" sorusunu "dört" diye yanıtlamamız; telefon
çaldığında ahizeyi kaldırır kaldırmaz "alo" dememiz; gömleğimizi
iliklememiz, ayakkabı bağını bağlamamız, vb. davranışlarımız düşünme
gerektirmeyen refleks türünden hareketlerdir.




Ivan Pavlov 8537472c0c4437d06865342a1d9ft




İlk bakışta, doğuştan sahip olduğumuz
reflekslerle, sonradan kazandığımız yüzme, konuşma, dansetme gibi
becerilerimizi ayırmak kolay değildir. Bu tür alışkanlıkların
oluşumuyla ilk ilgilenen bilimadamı, Rus fizyologu Ivan Pavlov olmuştur.


Bir köy papazının oğlu olan Ivan, daha küçük
yaşta okumaya, öğrenmeye olağanüstü ilgi gösteriyordu. Çocuğun bu
ilgisini farkeden ailesi, onun iyi bir eğitim alması yolunda adeta
seferber oldu. Orta öğretim yıllarında, seminerine katıldığı bir
öğretmeninin teşvikiyle, Ivan bilime yöneldi ve araştırma merakı
giderek onda yaşam boyu sürecek bir tutkuya dönüştü.


Genç araştırmacı liseyi bitirir bitirmez St.
Petersburg Üniversitesi Doğa Bilimleri Fakültesi'ne başvurdu.
Fizyolojiye duyduğu özel ilgi nedeniyle yüksek öğrenimini tıp alanında
tamamladı, ama hekim olarak çalışmadı. Tek amacı kendi eliyle kurduğu
bir laboratuvarda araştırmalarını sürdürmekti. Ancak parasal olanakları
kısıtlıydı. Sonunda özel bir klinikle ortaklaşa küçük bir laboratuvar
kurmayı başardı.


Pavlov, donanımı yetersiz olan bu yerde tek
başına çalışmaya koyuldu. Uzun süre bir asistan bile tutamadı. Ne var
ki, genç bilimadamı kararlıydı. Çok geçmeden deneyleriyle bilim
çevrelerinin dikkatini çekmeyi başardı ve böylece Tıp Akademisi'ne
profesör olarak atandı.


Bir süre sonra da yeni kurulan Deneysel
Araştırma Enstitüsü'nün başkanlığına getirildi. Özellikle sindirim
sistemi üzerindeki araştırmasıyla adı uluslararası bilim çevrelerinde
duyulan Pavlov, 1904'de Nobel Ödülü'nü kazandı. İşlediği ana tez,
sindirim dahil, bedensel tüm fonksiyonların sinir sisteminin
denetiminde olduğuydu (o zaman hormonların sindirim sürecindeki rolü
henüz bilinmiyordu).


Son derece sabırlı, kendine güvenen, coşku dolu
bir bilimadamı olan Pavlov, eskiden beri ilgilendiği bir konuya dönmeye
karar verdi. Bu konu, onun daha sonra "koşullanmış refleks" adını
vereceği, alışkanlığa bağlı davranışlardı. Pavlov, sindirim sistemi
üzerindeki çalışmalarında olduğu gibi, bu yeni çalışmasında da denek
(kobay) olarak köpekleri kullandı.


Bilindiği üzere, yiyecek (örneğin bir kemik ya
da et parçası) gördüklerinde köpeklerin ağızları sulanır, kimi hallerde
salyaları akar. Aslında bu doğal refleks, derece farkıyla insanlarda da
görülen bir olaydır. Ayrıca insanların ağzının sulanması için, doğrudan
yiyecek görmeleri de gerekmemektedir. Yatılı okul öğrencileri, öğle
yemeği öncesi zilin çalmasıyla ağızlarının nasıl sulandığını çok iyi
bilirler.


Pavlov, aynı koşullanmanın köpeklerde de olup
olmadığını ortaya koymak istedi. Yaptığı deney basitti: Odasında
tuttuğu köpeğe bir zil sesinden sonra yiyeceğini verdi. Bu uygulama
düzenli olarak birkaç hafta sürdürüldükten sonra köpeğin ağzının
sulandığını gördü. Hayvan doğrudan yiyeceğe gösterdiği refleksi artık
zil sesine de göstermekteydi.





Ivan Pavlov 918f6502188cfe4a2ca96c4ef752t



Başka bir deneyinde Pavlov, zil sesi yerine
uyarıcı olarak biri çembersel, diğeri oval biçimde iki ışık kullandı.
Köpeğe, yiyeceğini çembersel ışıktan sonra verip, oval ışıktan sonra
vermemeye başladı.


Bir süre sonra köpeğin çembersel ışığa refleks
gösterdiğini, oval ışığa ise göstermediğini; ancak, oval ışığı
çembersel ışığa dönüştürme süreci başlayınca, hayvanın ayırdetme
sıkıntısına düştüğünü ve çok geçmeden hırçınlaşarak sağa sola koşup
havlamaya başladığını saptadı (Neyse ki Pavlov, koşullanmayı çözme
yöntemiyle köpeği içine düştüğü bunalımdan kurtarmıştır!).


Bu sonuç kuşkusuz, hayvanların da insanlar gibi deneyimler yoluyla refleksler kazanabilecekleri anlamına gelmektedir.

Pavlov bu kadarla yetinmemiş ve yine deneysel
olarak, hayvanların da insanlar gibi koşullanmayla edinilmiş
reflekslerden kurtulabileceğini göstermiştir. Ağız sulanması refleksine
dönelim: Yukarıda belirtildiği üzere, refleksin kurulmasına yönelik ilk
aşamada, yiyecek verilmeden önce zil çalınmaktaydı. Bu aşamada köpeğin
bir süre sonra zil sesiyle yiyecek beklentisi içine düştüğünü biliyoruz.


Koşullanmayı çözmeye yönelik ikinci aşamada, zil
çaldığı halde yiyecek verilmez; beklenti giderek zayıflamaya yüz tutar;
sonunda zil sesi etkisini yitirir, koşullanma kırılır. Zil sesine
karşın hayvanda refleks görülmez olur. Bu, hayvanlarda da koşullanmış
davranışın doğal reflekse dönüşmediği anlamına gelmektedir.


Başka bir deyişle, deneyimle kazanılan (ya da
yitirilen) bir refleks, salt fizyolojik bir olay değil, kimi ruhsal
yetileri de içeren, psikolojik bir davranıştır. Pavlov'un ulaştığı bu
sonucun, yüzyılımızın ilk yarısında büyük bir atılım içine giren
"Davranış Psikolojisi" dediğimiz Behaviorism'e yol açtığı söylenebilir.


Sindirim sistemi üzerindeki çalışması Pavlov'a
Nobel Ödülü'nü kazandırmıştı; ama onu dünya ölçüsünde ünlü kılan,
koşullanmış refleks çalışması oldu. Bolşevik devriminden sonra
Sovyetler Birliği Pavlov'a üstün bir saygınlık tanır. Bu belki de onun
yöntemiyle 'Halkların" Marxist ideolojiye kolayca
koşullandırılabileceği beklentisinden ileri gelmiştir.


Ivan Pavlov köpekler üzerindeki deneyleriyle
insan davranışlarını inceleyen psikologlara gerçekten önemli bir ışık
tutmuştu. Ne var ki, insan davranışlarının salt koşullanmış reflekslere
indirgenemeyeceği yetmiş yıllık Sovyet deneyiminin sonuçsuz kalmasıyla
açıklık kazanmıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ivan Pavlov
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
DELPHIN :: BİYOGRAFİ :: BİLİM ADAMLARI-
Buraya geçin:  
Yetkinforum.com | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Cookies | Son tartışmalar