DELPHIN
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
DELPHIN


 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
İstatistik
Konu Yazan GöndermeTarihi
Paz Ağus. 30, 2009 5:57 am
Perş. Haz. 18, 2009 2:24 pm
C.tesi Haz. 13, 2009 3:42 pm
Cuma Haz. 12, 2009 11:53 pm
C.tesi Mayıs 30, 2009 5:34 am
C.tesi Mayıs 30, 2009 4:47 am
Cuma Mayıs 22, 2009 5:16 pm
C.tesi Mayıs 16, 2009 8:34 am
Perş. Mayıs 14, 2009 6:55 pm
C.tesi Mayıs 09, 2009 10:04 am
Çarş. Mayıs 06, 2009 12:49 pm
Ptsi Mayıs 04, 2009 2:29 pm
Cuma Nis. 24, 2009 9:10 am
Cuma Nis. 24, 2009 5:57 am
C.tesi Nis. 11, 2009 11:47 am
Cuma Nis. 03, 2009 4:35 pm
Paz Mart 29, 2009 11:22 am
Salı Mart 17, 2009 2:18 pm
Perş. Mart 12, 2009 7:15 pm
Salı Mart 10, 2009 11:49 am

 

 Ali Kuşçu

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ugly_lord
Admin
Admin
ugly_lord


Erkek Mesaj Sayısı : 193
Yaş : 35
Kayıt tarihi : 13/12/07

Ali Kuşçu Empty
MesajKonu: Ali Kuşçu   Ali Kuşçu EmptyCuma Haz. 27, 2008 11:25 pm

Türk bilim dünyasının büyük matematikçisi ve astronumu... Fatih'in,
"Bilgi güneşi" dediği Türk!.. Devletlerin kapıştığı bir bilgin...

Ali Kuşçu, 1400 yılında Semerkant'ta doğdu. Babası, Uluğ Bey'in
doğancıbaşısı Mehmet Beydir. Babasının bu görevinden ötürü, oğlu
Ali'ye, 'Kuşçu" adı takılmıştır. Asıl adı, Alâettin Ali'dir, Ali Kuşçu
olarak ün yapmıştır.

XV. yüzyıl başlarında Buhara, Semerkant, Fergana çevresindeki
medreseler, bütün dünyaya din ve bilim ünlüleri yetiştiriyor, dünyanın
her tarafından gelen öğrencileri eğitip geliştiriyordu. Özellikle,
matematik ve astronomide en büyük bilgi kaynağı haline gelmişti.
Semerkant'daki rasathane, dünyanın en gelişmiş rasathanesi, bu
rasathanede hizmet görenlerde, dünyanın en büyük bilim otoriteleri idi.
Hatta Semerkant hükümdarı Uluğ Bey, büyük bir bilgindi, bu rasathanede
bizzat çalışıyordu ve yazdığı "Zeyç" adlı kitap, aynı yüzyıl içinde
Lâtince, Yunanca’ya çevrilmiş ve Avrupa üniversitelerinin ders kitabı
olmuştu.

KADI'ZADE RUMÎ ALİ KUŞÇU'NUN HOCALIĞINI YAPTI

İşte Ali Kuşçu, böyle bir ortamda dünyaya geldi. Babasının, Uluğ Bey'in
doğancıbaşısı olması, hükümdarlara tanışmasını kolaylaştırdı ve bilgin
hükümdar, genç Ali Kuşçu'da gördüğü yeteneği iyi değerlendirerek onun
eğitimi ile yakından ilgilendi. Ali Kuşçu'yu sarayına aldı,
sohbetlerinde bulundurdu ve kendisine arkadaş muamelesi etti.

O yıllarda Semerkant rasathanesinin başında, dünyanın tanınmış astronom
ve metamatikçilerinden Bursalı Kadızade Rumî vardı. Hükümdarın isteği
üzerine, bu ünlü bilgin, Ali Kuşçu'nun hocası olmuştur. Ayrıca,
hükümdar ve bilgin Uluğ Bey de Ali Kuşçu'ya dersler veriyor, onunla ava
çıkacak kadar yakınlık gösteriyordu.

Fakat Ali Kuşçu'nun öğrenme hırsı sınırsızdı. Kendi memleketi dışında
da öğrenecek birçok şeyler olduğuna inanıyor ve bunları da öğrenmenin
çarelerini düşünüyordu. Uluğ Bey'e başvurup başka ülkelere gitmek,
oradaki bilginlerden yararlanmak istediği söylese, belki hükümdar
kendisine izin verir ve başka ülkelere gitmesini kolaylardı. Fakat Ali
Kuşçu, kendisine izin verilmemesi halinde, Semerkant’tan
ayrılamayacağını düşünerek, Uluğ Bey'e haber vermeksizin İran'a geçti.

O yıllar, İran'ın en büyük bilim merkezi, Kirman'dı. Kirman'ın
bilginleri ile tanıştı, dersler gördü ve öğrenimini tamamladı. Bu dönem
içinde, ayın görüntüleri üstünde özel çalışmalar yaptı. Ay yüzünün
yapısını inceledi ve "Risalei Hallü’l- Eşkâli Kamer" adlı bir eser
vücuda getirdi. Bu ay yüzünün jeolojik yapısını inceleyen eser, o
zamana kadar elde edilmiş bilgilere yeni katkılarda bulunuyordu.

ELÇİ OLARAK FATİH'İN HUZURUNA ÇIKTI

Semerkan’ta döndü ve kabahatini bildiği için, Uluğ Beyin huzuruna
utanarak çıktı. Uluğ Bey, kendisini iyi karşıladı ve "Söyle bakalım"
dedi, "Bize oralardan ne hediye getirdin?" Ali Kuşçu, hükümdara
hazırladığı eserini sundu. Bilgin hükümdar, Ali Kuşçu'yu bağışladı ve
yeniden Buhara Rasathanesi’ndeki çalışmalara başlamasına izin verdi.

Buhara rasathanesinin çalışmalarını Bursalı Kadızade Rumî ile
Giyasettin Cemşit yönetmekte idiler. Bu iki bilginin birbiri ardından
ölümü üzerine, rasathane çalışmaları, Ali Kuşçu tarafından
sürdürülmüştür. Bu dönemde bizzat hükümdarın yazdığı "Zeyc" adlı
eserini Ali Kuşçu gözden geçirdi ve düzenledi. Buhara medresesinde de
dersler verdi. Fakat Uluğ Bey'in öldürülmesi üzerine iç savaşların
başlamasından sonra, Hacca gitmek bahanesi ile buradan ayrıldı ve
Tebrize Uzun Hasan'ın hizmetine girdi.

Uzun Hasan, Ali Kuşçu'ya büyük itibar göstermiş, sarayında misafir
etmiştir. Hatta Osmanlılarla yapılacak barış konuşmaları için bir
heyetle birlikte Ali Kuşçu'yu İstanbul'a gönderdi. Fatih Sultan Mehmet,
gelen heyetin içinde Ali Kuşçu'nun bulunduğunu öğrenince, heyeti
törenle karşıladı ve padişahın hiçbir elçiye göstermediği sevgi ve
saygıyı kendisine gösterdi. Bu ilginin sebebini padişahtan öğrenmek
isteyenlere Fatih, "Ali Kuşçu, Uzun Hasan'ın elçisi değil, bilginin
güneşidir." demişti.


Fatih, Ali Kuşçu'ya, İstanbul'da kalmasını teklif etti. Ali Kuşçu da
Fatih'i çok sevmiş ve İstanbul'da kalmayı çok istemişti ama, elçilik
görevini tamamlaması gerekti. Padişaha, görevini tamamladıktan sonra
İstanbul'a geleceğini vaddetti ve sözünü tuttu.

ASTRONOMİ BİLİMİNE BÜYÜK KATKILARI OLDU

Ali Kuşçu, Ayasofya medresesinde matematik, kozmoğrafya ve geometri
okutmuştur. Daha sonra, bir kurs açarak, riyaziye dersleri vermeye
başladı. Fatih, Uzun Hasan üzerine sefere çıktığı zaman, yanına Ali
Kuşçu'yu da almış ve "Otlukbeli" zaferinde onu da bulundurmuştur. Ali
Kuşçu, bu sefer sırasında yazdığı "Risalet-i Fethiyye" adlı kitabını,
zafer günü padişaha sunmuş ve Fatih'ten büyük iltifat görmüştür.

16 aralık 1474'de İstanbul'da öldü. Eyüp Sultan Türbesi civarına
gömüldü. Ali Kuşçu, Osmanlı imparatorluğunun astronomi bilimini kuran
bilginlerden biridir. Astronomi bilimine büyük katkıları olmuştur,
dünyaca ünlüdür.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ali Kuşçu
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
DELPHIN :: BİYOGRAFİ :: BİLİM ADAMLARI-
Buraya geçin:  
Yeni bir forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Cookies | Son tartışmalar