DELPHIN
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
DELPHIN


 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
İstatistik
Konu Yazan GöndermeTarihi
Paz Ağus. 30, 2009 5:57 am
Perş. Haz. 18, 2009 2:24 pm
C.tesi Haz. 13, 2009 3:42 pm
Cuma Haz. 12, 2009 11:53 pm
C.tesi Mayıs 30, 2009 5:34 am
C.tesi Mayıs 30, 2009 4:47 am
Cuma Mayıs 22, 2009 5:16 pm
C.tesi Mayıs 16, 2009 8:34 am
Perş. Mayıs 14, 2009 6:55 pm
C.tesi Mayıs 09, 2009 10:04 am
Çarş. Mayıs 06, 2009 12:49 pm
Ptsi Mayıs 04, 2009 2:29 pm
Cuma Nis. 24, 2009 9:10 am
Cuma Nis. 24, 2009 5:57 am
C.tesi Nis. 11, 2009 11:47 am
Cuma Nis. 03, 2009 4:35 pm
Paz Mart 29, 2009 11:22 am
Salı Mart 17, 2009 2:18 pm
Perş. Mart 12, 2009 7:15 pm
Salı Mart 10, 2009 11:49 am

 

 Güneş'in Kıyameti

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ugly_lord
Admin
Admin
ugly_lord


Erkek Mesaj Sayısı : 193
Yaş : 35
Kayıt tarihi : 13/12/07

Güneş'in Kıyameti Empty
MesajKonu: Güneş'in Kıyameti   Güneş'in Kıyameti EmptySalı Tem. 01, 2008 5:18 pm

Güneş'in Kıyameti
Ömer D. İKRAMOĞLU

* Yaratılan her şeyin bir sonu vardır. Dolayısıyla her şey gibi,
Dünya'mızın ısı ve ışık kaynağı olan Güneş de bu kaçınılmaz sona hızla
koşmaktadır.
* Kur'ân'da "Güneş'in dürülmesi" ifadesi bu kaçınılmaz sonu mu işaretlemektedir?
* İslâm âlimleri ve modern bilim bu hâdiseyi nasıl yorumluyor?
* Güneş'in dürülmesi nasıl olacaktır, bu hâdise dünyanın sonu mudur?



Sayısını bilemediğimiz yıldızlardan sadece biri olan Güneş, hayatın
devamı adına önemli bir konuma yerleştirilmiş ve muazzam enerji üretim
sistemiyle donatılmıştır. Güneş, Ay ve diğer gökcisimleri, ulvî gâyeler
için Dünya misafirhanesine hizmetkâr kılınmıştır. Acaba bu
gökcisimlerinin varlıkları sonsuza kadar devam edecek midir?

Dünya misafirhanesinin korunmasında görev alan gökcisimlerinin, bir gün
bombaların şiddetini dahi gölgede bırakacak şekilde varlıklarına son
verileceğini, hem semavî kitaplar, hem de ilmî araştırmalar ifade
etmektedir. Bombalar içinde en şiddetli olanlar, atom ve hidrojen
bombalarıdır. Hidrojen bombasının çalışma prensibi, Güneş'teki
enerjinin yaratılışına benzerdir. Güneş'te bunun gibi her saniye
binlerce patlama meydana gelmektedir. Tonlarca hidrojen atomunun daha
büyük çekirdekli helyum atomlarına dönüştürülmesi sırasında devasa
boyutlarda enerji yaratılmakta, Hayy isminin tecellisiyle bunun çok
küçük ve ölçülü bir miktarı dünyadaki hayat için gerekli ve yeterli
enerjiyi sağlamak üzere gezegenimize gönderilmektedir. Güneş bir bomba
olup patlasa, bu, kâinatın sonu olan kıyametin dehşeti yanında çok
küçük kalacaktır. Bu dehşetli hâdise Kur’ân-ı Kerim'de; Tekvîr, İnfitâr
ve Kâria sûrelerinin ilk âyetlerinde şu şekilde haber verilmektedir:

'Güneş dürülüp toplandığında.1 Gök yarıldığı zaman.2 Çarpacak olan felaket.’3
İlk âyette geçen "küvvirat" kelimesinin mastar şekli, yuvarlak bir
cismi dürüp toplamak, devirmek, yıkıp atmak, yuvarlamak, herhangi bir
şeyi yuvarlak bir cisme sarmak, dolamak mânâlarına gelmektedir.
Razi'nin tefsirinde Hz. Ömer'den gelen bir rivayete göre, "küvvirat"ın
"ışığını giderip karartmak" mânâlarına geldiği de belirtilmektedir.4-5

Güneş'in dürülmesi; bazılarına göre İsrafil'in (as) Sur'a ilk
üflemesinden önce, bazılarına göre ise, birinci ile ikinci üfleme
arasında gerçekleşecektir. Bu kıyamet gününün en korkunç hâdiselerinden
biridir. Abd bin Humeyd ve İbn-i Münzir Ebu Aliye'den rivayet
edildiğine göre, bu hâdise insanlar dünyada iken meydana gelecektir.
İbn-i Ebi'd-Dünya, İbn-i Cerir'den, ve İbn-i Ebi Hatim de Übeyy b.
Kâb'dan rivayet ettiğine göre, bu hâdisenin, insanları günlük işleriyle
meşgulken yakalayacağı bildirilmiştir.5

Elmalılı Hamdi Yazır, Güneş'in dürülmesini üç değişik şekilde tefsir
etmiştir: a) Güneş'in bir kabukla çevrelenerek ışığının sönmesi; b)
Güneş tutulması anındaki duruma benzer bir durumun gerçekleşmesi; c)
Güneş'in kütlesinin ortadan kaldırılıp görünmez olması. Diğer
tefsirciler de meseleye genellikle bu zâviyeden bakmışlardır. İbn-i
Abbas'tan gelen bir rivayette, Güneş'in dürülmesi onun Arş'a
katılmasıdır. Mücahid'den gelen rivayetlere göre ise, ışığının sönmesi,
çöküp yok olmasıdır. Kurtubi'ye göre de, dolanarak dürülmesi, sonra
ışığının giderilip atılmasıdır. Güneş'te meydana gelecek böyle
hâdiseler neticesinde, dünyamızdaki hayatın anında sona ereceği gayet
açıktır5.

Bunun yanında dürülme meselesinin mecazî ihtimalleri de düşünülebilir.
Meselâ, Nizamuddin en-Nişaburî, "Garaibu'l-Kur'ân ve Regaibu'l-Furkan"
adlı tefsirinde, Güneş'in dürülmesini küçük kıyametin bir parçası
olarak, ruhun bedenden ayrılması şeklinde yorumlayanlara da yer
vermiştir. Bu yorumcuların gâyesi büyük kıyameti inkâr etmek olmadığı
gibi, "Düşünün de ibret alın ey akıl sahipleri"6 çağrısına göre, ilgili
âyetlerin küçük kıyamet olan ölüm hakkında da ibret alınacak
mânâlarının olabileceğini göstermektir. Bu yönüyle bir milletin ölümü
olan orta kıyamet hakkında da bu olayı düşünmek ibret vericidir. Yine
de âyette geçen Güneş kelimesini, hakiki mânâda anlamamızı engelleyecek
aklî veya naklî herhangi bir ipucu olmadığı için, bilinen mânâsıyla
düşünmemize engel yoktur.5

İnfitar Sûresi'nin birinci âyeti, gökcisimlerinin nizam ve intizamı
bozularak kâinatın harap olmaya başladığı zamanı haber vermektedir.
Üçüncü âyette geçen "el-karia" çarpacak olan felâket mânâsında olup
"el-hakka" gibi kıyametin isimlerinden biridir. Bu felâket insanların
akıllarını alacak, ödlerini patlatacaktır. Âlemdeki büyük küçük her şey
şiddetle çarpışacak, insanlar korku ve dehşete düşecek, gök yarılıp
parçalanacak, Güneş dürülecektir.7

Bediüzzaman Hazretlerinin konuyla ilgili tespitleri ise orijinal ve tatminkârdır:
"Evet nasıl ki insan küçük bir âlemdir, yıkılmaktan kurtulamaz. Âlem
dahi büyük bir insandır, o dahi ölümün pençesinden kurtulamaz. O da
ölecek, sonra dirilecek veya yatıp, sonra haşir sabahıyla gözünü
açacaktır. Hem nasıl ki kâinatın bir küçük nüshası olan bir canlı ağaç,
tahrip ve dağılmaktan başını kurtaramaz. Öyle de: Yaratılış ağacından
dallanmış olan silsile-i kâinat tâmir ve yenilenme için, tahripten,
dağılmaktan kendini kurtaramaz. "Eğer dünyanın ecel-i fıtrîsinden evvel
ezelî iradenin izni ile hâricî bir maraz veya muharrib bir hâdise
başına gelmezse ve onun Sâni'-i Hakîm'i dahi fıtrî ecelden evvel onu
bozmazsa, herhalde hattâ fennî bir hesab ile bir gün gelecek ki: 'Güneş
dürülüp toplandığında, yıldızlar döküldüğünde, dağlar yürütüldüğünde'
(Tekvîr, 1-3) mânâları ve sırları, Kadîr-i Ezelî'nin izni ile tezahür
edip, o dünya olan büyük insan sekerata (ölüm dakikaları) başlayıp acib
bir hırıltı ile ve müdhiş bir ses ile fezâyı çınlatıp dolduracak,
bağırıp ölecek; sonra emr-i İlahî ile dirilecektir.” (Yirmi Dokuzuncu
Söz, İkinci Maksad, Dördüncü Esas)

Kâinatın sonunu nasıl bir hâdisenin beklediğine dair yukarıdaki âyet ve
hadîsler, modern bilimin tespitleriyle daha iyi anlaşılabilir.

İlk yıldızlar tahminen 10 milyar yıl önce yaratılmışlardır ve yakıtları
sebepler plânında proton füzyonuyla sağlanmaktadır. Proton füzyonu
sonucunda oluşan radyasyon sıcaklığına bağlı basınç, yıldızın
kütle-çekim kuvvetinin dengelenerek çökmesinin önlenmesinde rol
oynamaktadır. Bu yüzden, eğer yıldızda yeterince proton tüketilirse ve
proton füzyonu azalırsa, bu denge bozulur. Kütle-çekimi radyasyon
sıcaklığına bağlı basıncı yenerek yıldızın içe doğru çökmesine sebep
olur. Bu sırada açığa müthiş bir ısı çıkarak yıldızda yeni çekirdek
reaksiyonlarını başlatır ve sırayla alfa (elektronsuz helyum çekirdeği)
füzyonundan itibaren kararlı hale gelene kadar yıldızın kütle
büyüklüğüne göre değişik füzyonlarla değişik elementler yaratılır.

Alfa füzyonu sırasında her ne kadar yıldızın çekirdeği çökse de, dış
tabakalar yaklaşık 100 kat genişleyerek bir "kızıl dev" hâlini alır. Güneş'in Kıyameti BeyazcuceDaha
evvel başka bir durumla karşılaşmazsa, Güneş de bu safhalardan (proton
füzyonu...) geçerek ilmî verilere göre birkaç milyar yıl sonra beyaz
cüceye dönüşecektir. Beyaz cücelerin büyüklükleri yaklaşık olarak
Dünya’nınki kadardır. Kütlesi ise, Güneş'in kütlesinin yarısı ile 1,4
katı arasındadır. Yüzey sıcaklıkları yaklaşık 10 bin dereceyi bulan
beyaz cüceler, zamanla enerjilerini kaybederek kararıp söner.
Nükleer füzyon reaksiyonları gücünü kaybettikten sonra, radyasyon
sıcaklığına bağlı basınç tekrar düşerek kütle-çekimiyle dengelenir ve
yıldızın hacmi o kadar küçülür ki yoğunluğu suyunkinin bir milyon
katına ulaşır. Bu duruma gelen yıldıza "beyaz cüce" denir. Beyaz
cücelerin büyüklükleri yaklaşık olarak dünyanınki kadardır. Kütlesi
ise, Güneş'in kütlesinin yarısı ile 1,4 katı arasındadır. Yüzey
sıcaklıkları yaklaşık 10 bin dereceyi bulan beyaz cüceler, zamanla
enerjilerini kaybederek kararıp söner.8

Daha evvel başka bir durumla karşılaşmazsa, Güneş de bu safhalardan
geçerek ilmî verilere göre birkaç milyar yıl sonra beyaz cüceye
dönüşecektir.8 Böyle bir durumda Kur'ân'ın ışığında iki ihtimal söz
konusu olur: Birinci ihtimale göre, eğer Güneş'in kaderi gerçekten de
bu hâdiseyle vuku’ bulacaksa, bu önümüzde büyük kıyametin gerçekleşmesi
için birkaç milyar yıl daha olduğunu ve Tekvîr Sûresi'nin 1. âyetinde
gecen 'Güneş'in dürülmesi' hâdisesinin de yukarıda açıkladığımız
şekilde gerçekleşeceğini gösterir. İkinci ihtimale göre ise, eğer
Güneş'in kaderi bu değilse, âyette bahsedilen dürülme başka şekilde de
yorumlanacağı gibi, kıyametin o kadar uzun süre gecikmeyeceği sonucu da
çıkarılabilir.

Yukarıdaki senaryo şu şekilde devam etmektedir. Eğer çöken yıldızın
kütlesi Güneş'inkinin 5 katından daha fazla ise, beyaz cüceninkinden
farklı bir durum gerçekleşir. Tam çökme durumuyla karşılaşan bu
yıldızlar kara deliğe dönüşürler. Kütle-çekimi o kadar güçlenir ki,
ışık dahi kurtulamaz.

Kıyamet ile ilgili bir diğer teoriye göre, dev karadelikler bütün
kâinatı yutacaktır. Maddeyi yutuşu sırasında karadelik çevresinde
oluşan akresyon (yığışım, toplanma) diski de bize maddenin "dürülme"
tabirini hatırlatmaktadır. Daha kapsamlı bir bakış açısı ve bütünlüğün
oluşması açısından, konumuza ışık tutabilecek Tekvîr Sûresi'nin diğer
bazı âyetleri de şöyledir:

'Yıldızlar yerlerinden düşüp dağıldığı zaman, dağlar yürütüldüğü
zaman... İşte o zaman... Her insan hazırladığını, ortaya ne koyduğunu
anlayacaktır... Dolaşıp dolaşıp yuvalarına, yörüngelerine giren
gezegenlere... kasem ederim ki: Kur'ân, değerli bir elçinin, Cebrail'in
getirip okuduğu sözdür!’9

'Gün gelecek gök, beyaz bulutlar şeklinde yarılıp dağılacak, melekler bölük bölük indirilecek.'10
'Gök yarılıp kızıl sahtiyan gibi kıpkırmızı bir güle dönüştüğünde, öyle müthiş işler olacak ki.'11
'O gün gök yarılır, parçalanır, iyice kuvvetten düşer.'12
'O gün dehşetinden gök bile çatlar. Allah'ın va'di mutlaka gerçekleşir.'13
'Gökler kapı kapı açılır, her tarafı kapı haline gelen gökten melâike orduları birden indirme yapar.'14
'Dağlar atılmış rengarenk yünlere dönerler, artık kimin tartıları ağır basarsa, memnun kalacağı bir hayata girer.'15


Hem modern bilim, hem de Kur'ân-ı Kerîm bir gün kâinatın sona
ereceğinde ittifak halindedir. Modern bilim bu dehşetli kıyamet
hâdisesinin sonrası hakkında fikir yürütemezken, Kur'ân, tafsilatlı
beyanda bulunmaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Güneş'in Kıyameti
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
DELPHIN :: UZAY & BİLİNMEYENLER-
Buraya geçin:  
Yeni bir forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Cookies | Son tartışmalar