DELPHIN
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
DELPHIN


 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
İstatistik
Konu Yazan GöndermeTarihi
Paz Ağus. 30, 2009 5:57 am
Perş. Haz. 18, 2009 2:24 pm
C.tesi Haz. 13, 2009 3:42 pm
Cuma Haz. 12, 2009 11:53 pm
C.tesi Mayıs 30, 2009 5:34 am
C.tesi Mayıs 30, 2009 4:47 am
Cuma Mayıs 22, 2009 5:16 pm
C.tesi Mayıs 16, 2009 8:34 am
Perş. Mayıs 14, 2009 6:55 pm
C.tesi Mayıs 09, 2009 10:04 am
Çarş. Mayıs 06, 2009 12:49 pm
Ptsi Mayıs 04, 2009 2:29 pm
Cuma Nis. 24, 2009 9:10 am
Cuma Nis. 24, 2009 5:57 am
C.tesi Nis. 11, 2009 11:47 am
Cuma Nis. 03, 2009 4:35 pm
Paz Mart 29, 2009 11:22 am
Salı Mart 17, 2009 2:18 pm
Perş. Mart 12, 2009 7:15 pm
Salı Mart 10, 2009 11:49 am

 

 GÜL NAATI

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
tatardayı
Çalışkan Üye
Çalışkan Üye
tatardayı


Erkek Mesaj Sayısı : 586
Yaş : 58
Location : Denizli
Kayıt tarihi : 31/12/07

GÜL NAATI Empty
MesajKonu: GÜL NAATI   GÜL NAATI EmptyC.tesi Tem. 19, 2008 9:51 am

GÜL
NAATI



Seçilmiş ayda, kutlu günde,
güzel saatte...Bir övülmüş isim, saba yeli
gibi merhametli, içten ve
nüvazişkâr...

Selamlar ki şeker dudaklıların vuslatı gibi içtendir,
elbette onadır.
Hasretler ki âşıkların âvâzı kadar yanıktır, elbette
onadır.
Övgüler ki özlem sözlerince ateşli, ve arzular ki sevgililerin
saçları misali uzun,
ona, hep onadır. Duyuşlar ki kurtuluşun nuruyla
nurlanmış yüzler gibi aydınlık,
ve teselliler ki lale yanakların kadifesince
yumuşak, anımsamalar ki şehitlerin "
Allah! Allah!" nidası ardından
atılışlarınca makbul, hep onadır, hep onadır.
O ki Gül'dür, bütün
mecburiyetler onadır. Bileli kendimi ben gönlümü âşık buldum.

Gönüller ki
Gül'e hasret!..

Az konuşmaya ve çok sükuta vurgun... Serapa belagat ve
fesahat pınarı...
Hatırımıza düştün hatırına düşür bizi. Sevdik seni,
sevindir bizi. Uzaktayız yakınına vardır
bizi; yandık pınarına kandır bizi.
Sıcak yaz günlerinde yaş dalların titreyişi gibi yandır bizi
serin
kuyulardan; koyu gecenin yıldızlarına karşı uyandır bizi derin uykulardan.
Gözyaşı
değil nice demdir gözümüzden akan; belki eriyip biten ruhumuzdur
damlayan!..
Geç kalmış aylara ve yıllara inat kadehinden içelim artık gül
şarabını, çölde yitmiş çaylara
ve yollara inat gerçeğinden seçelim şimdi gül
serabını... Gül sözleri edelim çok çok, ve
gonca sükutu az az. Gül düşleri
görelim gül gecelerinde, Gül'ün aşkını derelim gül
hecelerinde. Gözü sürmeli
ile ağlayanın arasına gül serpelim, güle yeminler edip.
Gönülleri yıkayalım
gül suyuyla. Gönüldendir şikayet kimseden feryâdımız yoktur.

Gönlüm ki
Gül'e hasret... Üçüncü halin imkansızlığında... Ve kozanın amansız
yırtılışında...

Cevher Gül'e düştü, mıknatıs bana, güzellik Gül'e, sevgi
bana...
Güzeller güzelleri severmiş ve sadıklar sadıkları...
Güzelliğimi
arttır benim Gül'üm, ve arındır ayrık güzelliklerden sevgilerimi...
Senden
yüzüne bakma lezzetini isterim ve titrerim vefadan sonra ayrılığına düşme
dehşetiyle.
Genişlet sana indirilene yaslanmakta sinemi, ve sade kıl sensiz
düşüncelerden gönül ayinemi.
Bir yankı ol, ses kat sesime; bir nazar kıl can
ver nefesime. Düşümde ya hayalde gel, bitirdi gerçek beni;
geldir bizi her
halde gel ya yanına çek beni!. Gel Efendim! Sen gelmeyince hatıra bilsen neler
gelir!..

Gönül ki Gül'e hasret...

Güzellik kendisine sıfat değil
ad olan... Gül olmayınca bağçeler berbad olan...
Bakışındandır başlangıcı
bütün hadiselerin; ve en büyük yangın aşkının bir kıvılcımından...
Dönüyorsa
gökler bir yüzük halkasınca, ve dönmedeyse içinde ne varsa,
kaşındandır
yüzüğün, inci tanesi kaşından... İyi hal de hatırlatıyor seni
bize, kötü hal de;
korktuğumuzda da sevgin var içimizde, umduğumuzda da...
Gözyaşlarımız
gözbebeklerimizi boğazlıyor sensiz, duru şaraplar içinde
zehirler yutuyoruz...
Gökkuşaklarını toprağa gömenler de, nurunu ağızlarında
söndürmek isteyenler de senden
öte sınavlarda değiller aslında. Nefis kendini
içine üflemekte daim. Gülü kendi sesinde
solduranların seni beklemekle
geçecektir yüzyıllar süren ömürleri. Ah bir bilseler!.. Hâb-ı
gaflette geçen
ömrümü rü'yâ gördüm.

Gönüller ki Gül'e hasret...

Gönül ki kana
boyandı, ve Gül'ün aşkına yandı...

İşte bu güvenilir kente and olsun
ki... Tesellilerimiz kötürüm devinmelere mahkum sensiz
Efendim, bütün
ayrılıklar avuntulara, ve kendini parçalamada bütün yoksulluklar;
neşterli
ellerde taze yeminler kanamakta! Hayatlarımızın altına kopya
kağıtları konuldu yokluğunda
ve ruhlarımız şırıngalardan serpildi beyhude
çoraklıklara. Sevgine tutulunca damarlarında
cehennemlerin dolaştığı
yıldızlardan yoksun kaldı göklerimiz. Sevgini unutalı ateşler serin
ve
selamet olmuyor artık; İbrahimler'i havada eller tutmuyor.
Eleğimsağmalara
buketlenmiş nergislerin kül kül dökülüyor toprağa. Yolunda
olduklarını söyleyenler kendi
elleriyle helak meyvelerini kendileri
topluyorlar yamaçlarda. Ahdine ve sevgine sadık
kalamadığımızdandır zoraki
Meryem oruçlarına tutturulmaklığımız; nimetleri nankör
ellerden
dilendirilmemiz. Zamanın önündeki zalim maratonlarda yalın ayak
sevgileri
unutturulduk, zulme kapılandık, oyun ve oynaşa kapıldık kaldık. !
Sen bizi cevrine şâyeste
bil ihsan olarak.

Aşk, bir Gül'ün adıydı...
İmdat ki seven unuttu, vefa yine sevgiliye düştü!..
Gel ey, unutma bizi!...
Seni bir seven aşkına sev hepimizi!..
Kararlıyım bu gece, bütün varlığımla
seni öveceğim...
Seni sevdiğim gibi...

* Havuzlar başında bizi hâlâ
bekliyorsun değil mi, ya Rasûl!..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
GÜL NAATI
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
DELPHIN :: HAK DİN İSLAM :: ŞİİR - EDEBİYAT-
Buraya geçin:  
forum kurmak | Bilişim ve Internet | Computers | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Cookies | Son tartışmalar