NE OLDU BİZE ?
Sahiden ne oldu bize, millet olarak hepimiz de bir sinirlilik, doyumsuzluk ve açgözlülük almış gidiyor. Biz böyle miydik ? Atalarımız böyle mi yaşadılar ? Ne oldu bize ? İnsanların suratında bir bezginlik, o eski kadirşinaslık, hoşgörücülük kalmamış. Herkes birbirine düşman gibi bakıyor, birbirlerinden Allah’ın bir selamını bile esirgiyorlar. Şöyle kalabalık bir caddeye çıkıpta ortalığı bir seyreylesiniz keşke, herkes her an silahını çekecek kovboylar gibi ortada çalım satıyor. Yanlışlıkla öhöö.. deseniz sanki anlınızın çatından vuracaklar sizi.
Ne oldu da bize de böyle olduk ? Vatandaşa sorarsanız maddi koşulların yetersizliği, hayat şartlarının zorluğu gibi standart sözcükler sıralanıyor. Biz millet olarak eskiden çok zengindik de sonradan mı fakirleştik. Atalarımız saltanat içinde para içinde mi yüzüyorlardı yani? Şimdi bakıyorum da eskilerin o tevazusu, ağır başlılığı bizde yok. Herkeste köşe dönücülük almış gidiyor. Herkesin hayalinde şans oyunlarından voliyi vurup köşeyi dönmek. Bir de büyük ikramiyeler kazananları dinliyorsunuz, paranın kendilerine çıktığına bin pişmanlar, bir kısmı hastalıktan kurtulamıyor, bir kısmı parayı yiyemeden diğer aleme göç eylemiş, bir kısmını karısını, çoluğunu çocuğunu öldürüp cezaevine girmiş, hemen hemen hepsi yolunu sapıtmış, bunları görünce para çıksa mı iyi, çıkmasa mı diye düşünüyor insan ?
İnsanlarımızda bir şikâyet bir şikâyet, en çokta başımızda bizi yönetenleri, çalıp çırpanları eleştiriyoruz, sanki başımızdakiler uzaydan gelmişler veya başka bir ülkeden ithal edilmişler gibi. Onlar da bu milletin insanları, elindeki hamur neyse çıkan üründe o olur. Şimdi ki hamurda bir sorun var ki içimizden çıkanlarda bozuk. Bununla ilgili güzel bir kıssayı sizinle paylaşmak isterim.
Aslı hu… nesli hu… zamanında adamın birisi saray bahçesinden elma çalar ve padişah huzurunda yargılanmaya başlar, padişah vezirlerine sorar bu adama ne yapalım diye, 1.vezir yakalım der, 2.vezir keselim der, 3.vezir ise padişahım yapmış bir hata affedelim der. Bu sırada da kalabalık arasından yaşlı bir adam her vezirden sonra aslı huuu… nesli huuu… demektedir. Bu padişahın gözünden kaçmaz ve yaşlı adama sorar, neden aynı kelimeyi tekrarlıyorsun diye. Yaşlı adam derki 1.vezirin babası fırıncıydı işi gücü yakmak, 2.vezirin babası kasaptı işi gücü kesmek, 3.vezirin babası ise vezirdi, yani vezir oğlu vezir, en doğrusunu o söyler der ve ortadan kaybolur. Yaşlı adam Hızır a.s.ta kendisidir.
Belki ben de çok şikayet ettim kendimizden ama, dediğim gibi sözün özü şikayetçi, birbirini sevmeyen, aslını unutan, köşe dönücü, tevazu sahibi olmayan, doyumsuz, şükretmesini bilmeyen vs.vs.vs.insanlar olduk.
akyol