DELPHIN
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
DELPHIN


 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
İstatistik
Konu Yazan GöndermeTarihi
Paz Ağus. 30, 2009 5:57 am
Perş. Haz. 18, 2009 2:24 pm
C.tesi Haz. 13, 2009 3:42 pm
Cuma Haz. 12, 2009 11:53 pm
C.tesi Mayıs 30, 2009 5:34 am
C.tesi Mayıs 30, 2009 4:47 am
Cuma Mayıs 22, 2009 5:16 pm
C.tesi Mayıs 16, 2009 8:34 am
Perş. Mayıs 14, 2009 6:55 pm
C.tesi Mayıs 09, 2009 10:04 am
Çarş. Mayıs 06, 2009 12:49 pm
Ptsi Mayıs 04, 2009 2:29 pm
Cuma Nis. 24, 2009 9:10 am
Cuma Nis. 24, 2009 5:57 am
C.tesi Nis. 11, 2009 11:47 am
Cuma Nis. 03, 2009 4:35 pm
Paz Mart 29, 2009 11:22 am
Salı Mart 17, 2009 2:18 pm
Perş. Mart 12, 2009 7:15 pm
Salı Mart 10, 2009 11:49 am

 

 En saf haliyle dilekçe..

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
tatardayı
Çalışkan Üye
Çalışkan Üye
tatardayı


Erkek Mesaj Sayısı : 586
Yaş : 57
Location : Denizli
Kayıt tarihi : 31/12/07

En saf haliyle dilekçe.. Empty
MesajKonu: En saf haliyle dilekçe..   En saf haliyle dilekçe.. EmptyPerş. Mayıs 14, 2009 6:53 pm


Küçük çocuk, birinci sınıfı bitirdiğinde okumayı sökmüş, bu arada
‘dilekçe’ denilen şeyin ne demek olduğunu öğrenmişti. Artık bütün
isteklerini bir yazı ile dile getirecek, altına da imzasını attı mı, bu
iş olup bitecekti.
Karne
aldıkları gün, çantasını bir tarafa fırlatıp sokağa çıktı. Babasının
kapıcılık yaptığı apartmanın önündeki boş alan, top sahası olarak
seçilmişti. Ama o, kısa boylu olduğu için maçlara alınmazdı. Bu durumda
mecburen misket oynar, ya da “En iyi arkadaşım” dediği bisikletiyle
gezerdi.

Çocuk,
babasının durumunu bildiği için, apartman sakinleri tarafından çöpe
atılan hurda bir bisikletle idare ediyordu. Bisikletin her yeri
dökülmüştü. Üzerinde ‘boya’ denen birşey kalmamış, bütün metal
kısımları paslanmıştı. Ayrıca, arka lastiği yarılmış, pedalları
yamulmuş ve poposunu üzerine oturulmaz derecede sızlatan selenin
yayları dışarı fırlamıştı. Üstelik bisiklet, geçen sene bile küçük
gelmişti. Bu yıl biraz daha uzamış olduğuna göre, onu terketmekten
başka çaresi yoktu.

Bisikleti
kucaklayıp kapı önündeki çöplerin arasına bıraktığında, arkasına
bakmadan uzaklaşmak istedi. Fakat aklına gelen fikir, ona engel
olmuştu:

Artık
bisikletsiz kaldığına göre, bir dilekçe yazıp yenisini isteyebilirdi.
Ama onu kime göndereceğini bilemiyordu. Üstelik annesi de, ne kadar
fakir olurlarsa olsunlar, başkalarına el açmanın kötü birşey olduğunu
defalarca söylemişti. O halde..

O
halde, dilekçeyi Allah’a gönderebilirdi. Zaten dedesi de, Allah’ın çok
cömert ve zengin olduğunu, insanlara verdiği hediyelerle, zenginliğinin
bir gram bile azalmayacağını anlatıyordu.

Çocuk,
büyük bir titizlikle yazdığı dilekçesini, karne parası ile aldığı bir
uçan balonun ipine bağladıktan sonra onu serbest bıraktı. Dilekçede:
“Allahım!.. Bana bir bisiklet gönderir misin?” yazıyordu. İmza yerinde
ise, onu çağırırken kullandıkları isim vardı: “Ufaklık”

Küçük
çocuk, balonun nereye gittiğini takip etmeye koyuldu. Biraz sert esen
rüzgâr, onu civardaki yüksek binalar arasında dolaştırıyor ve
yükselmesini engelliyordu. Balon, onların arasında gidip geldikten
sonra, dar bir sokağa süzülüp gözden kayboldu.

Çocuk,
balonun gökyüzüne çıktığından emin değildi. Bu yüzden, köşedeki
ihtiyardan bir balon daha alarak dilekçesini tekrarladı. Ve bulutlara
doğru yükselen balonun ardından dua etti.

Küçük
çocuk, yaptığı işi oyun arkadaşlarına anlattığında, onların alaylı
gülüşmeleriyle karşılaştı. Fakat, hiçbirine aldırmadı. Dilekçesi yerine
ulaşırsa, bisikleti kesinlikle gelirdi.

Ufaklık,
top oynayanları seyre koyulduğunda, kucağında bisiklet olan bir adam
gördü. Her yanından parıltılar saçan bisiklet, kimbilir hangi zengin
çocuğun karne hediyesiydi. Bu arada, maç yapan çocuklar da oyunlarını
kesmiş ve meraklı bakışlarını, kendilerini büyüleyen bisikletin üzerine
çevirmişlerdi.

Adam, onlara birşey sorduktan sonra, ağır adımlarla çocuğun yanına geldi ve yanağını okşayıp:
— Merhaba arkadaş!.. dedi. “Ufaklık” denilen adam sen misin?
Küçük
çocuk, ağzını açmasına rağmen bir ses çıkaramadı. Cebindeki misketler
sanki boğazına sıralanmış ve onu nefes alamaz hâle sokmuştu.

Sadece başını sallayabildi.
Adam kısık bir sesle:
— Dilekçen kabul edildi yavrum, dedi. İnşaallah beğenirsin.
Adam,
bisikleti çocuğun kucağına bırakırken, onun küçük kalbinin yerinden
fırlayacak kadar hızlı attığını farketti. Ve kızarmış yanaklarına bir
öpücük kondurup uzaklaştı.

Bisikleti
getiren adam, çocukların şaşkın bakışları arasında yan sokağa kıvrıldı
ve bir apartmana girip üst kattaki dairesine çıktı. Kapıyı açtığında,
kendisini karşılayan küçük kızı:

— Baba!.. dedi. Biliyor musun, bizim balkona uçan bir balon girmiş.
Adam, onu kucaklayıp okşarken:
— Biliyorum yavrum!.. dedi. Sen uyurken girmişti. İpine de bir kâğıt bağlamışlar...
Cüneyd Suavi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
timsah55
Çalışkan Üye
Çalışkan Üye
timsah55


Erkek Mesaj Sayısı : 397
Yaş : 44
Location : şifalı
Kayıt tarihi : 17/12/07

En saf haliyle dilekçe.. Empty
MesajKonu: Geri: En saf haliyle dilekçe..   En saf haliyle dilekçe.. EmptyPerş. Mayıs 14, 2009 7:38 pm

çok güzeldi abi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
DELPHIMAKER
Admin
Admin
DELPHIMAKER


Erkek Mesaj Sayısı : 834
Yaş : 50
Location : Alanya
Kayıt tarihi : 13/12/07

En saf haliyle dilekçe.. Empty
MesajKonu: Geri: En saf haliyle dilekçe..   En saf haliyle dilekçe.. EmptyC.tesi Mayıs 16, 2009 8:34 am

gerçekten çok iyi geldi sabah sabah...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://delphin.yetkin-forum.com
 
En saf haliyle dilekçe..
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
DELPHIN :: SERBEST KÜRSÜ-
Buraya geçin:  
Yeni bir forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar