DELPHIN
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
DELPHIN


 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
İstatistik
Konu Yazan GöndermeTarihi
Paz Ağus. 30, 2009 5:57 am
Perş. Haz. 18, 2009 2:24 pm
C.tesi Haz. 13, 2009 3:42 pm
Cuma Haz. 12, 2009 11:53 pm
C.tesi Mayıs 30, 2009 5:34 am
C.tesi Mayıs 30, 2009 4:47 am
Cuma Mayıs 22, 2009 5:16 pm
C.tesi Mayıs 16, 2009 8:34 am
Perş. Mayıs 14, 2009 6:55 pm
C.tesi Mayıs 09, 2009 10:04 am
Çarş. Mayıs 06, 2009 12:49 pm
Ptsi Mayıs 04, 2009 2:29 pm
Cuma Nis. 24, 2009 9:10 am
Cuma Nis. 24, 2009 5:57 am
C.tesi Nis. 11, 2009 11:47 am
Cuma Nis. 03, 2009 4:35 pm
Paz Mart 29, 2009 11:22 am
Salı Mart 17, 2009 2:18 pm
Perş. Mart 12, 2009 7:15 pm
Salı Mart 10, 2009 11:49 am

 

 Sıkıntınızmı var?...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
tatardayı
Çalışkan Üye
Çalışkan Üye
tatardayı


Erkek Mesaj Sayısı : 586
Yaş : 57
Location : Denizli
Kayıt tarihi : 31/12/07

Sıkıntınızmı var?... Empty
MesajKonu: Sıkıntınızmı var?...   Sıkıntınızmı var?... EmptyC.tesi Mayıs 30, 2009 4:47 am

Sıkıntınızmı var?... Turk-kahvesi-2
“Gün gelecek Allah’a bana yaşattığı bu sıkıntılar için şükredeceğimi
biliyorum” demişti bir arkadaşım Belki de hayatının en zor günlerini
yaşıyordu Zorlukların insana ne kadar büyük dersler verdiğini uzun uzun
konuşmuştuk Bir acının öğrettiğini bin kahkahanın öğretemeyeceği
üzerine birçok örnekler vermiştik o konuşmamızda
Aradan iki yıla yakın bir zaman geçince arkadaşımın haklı çıktığını
gördük O günlerin acı görünen olaylarının, kendisine ne kadar büyük
kapılar açtığını gördükçe “verdiğin acılar için sana şükürler olsun
Allah’ım!” demeye başladı
Gündüzleri fırsat buldukça bir araya geldiğimiz arkadaşıma o günlerde aşağıdaki hikayeyi yollamıştım
“Strese girenin imanından şüphe ederim!” başlıklı yazımı anlamayan
ve/veya yanlış anlayan arkadaşlar umarım bu sefer beni doğru anlarlar
Yaşlı kadın, bir antika dükkanından aldığı yüzyıllık fincanı özenle
salon vitrinine yerleştirdi Fincanın biçimi, üzerindeki işlemeler,
renkler onun bir sanat eseri olduğunu söylüyordu Ödediği fiyatı
hatırladı; hayır, hiç de pahalıya almamıştı
Hayranlıkla fincanı seyretmeye devam etti Derken, birden fincan dile geldi ve kadına şöyle dedi;
“Bana hayranlıkla baktığının farkındayım Ama bilmelisin ki, ben hep böyle değildim Yaşadığım sıkıntılar beni bu hale getirdi
Kadın şimdi hayret içindeydi Önündeki kahve fincanı konuşuyordu!
Kekeleyerek: “Nasıl? Anlayamadım?” diyebildi yaşlı kadın
“Demek istiyorum ki, ben bir zamanlar çamurdan ibarettim ve bir
sanatkâr geldi Beni eline aldı, ezdi, dövdü, yoğurdu Çektiğim
sıkıntılara dayanamayıp:
“Yeter! Lütfen dur artık!” diye bağırmak zorunda kaldım
Ama usta sadece gülümsedi ve; “Daha değil!” diye cevapladı beni
“Sonra beni alıp bir tahtanın üzerine koydu Burada döndüm, döndüm, döndüm Döndükçe başım da döndü Sonunda yine haykırdım:
“Lütfen beni bu şeyin üzerinden kurtar Artık dönmek istemiyorum!”
Ama usta bana bakıp gülümsüyordu:
“Henüz değil!”
“Derken beni aldı ve fırına koydu Kapıyı kapayıp ısıyı arttırdı Onu
şimdi fırının penceresinden görebiliyordum Fırın gitgide ısınıyordu
Aklımdan şöyle geçiyordu: Beni yakarak öldürecek”
Fırının duvarlarına vurmaya başladım Bir taraftan da bağırıyordum:
“Usta usta! Lütfen izin ver buradan çıkayım!”
“Pencereden onun yüzünü görebiliyordum Hala gülümsüyor ve “Daha değil!” diyordu
“Bir saat kadar sonra, fırını açtı ve beni çıkardı Şimdi rahat nefes
alabiliyordum, fırının yakıcı sıcaklığından kurtulmuştum Beni masanın
üstüne koydu ve biraz boyayla bir fırça getirdi
“Boyalı fırçayla bana hafif hafif dokunmaya başladı Fırça her tarafımda geziniyor ve bu arada ben gıdıklanıyordum
“Lütfen usta! Yapma, gıdıklanıyorum!” dedim Onun cevabı ise aynıydı: “Henüz değil!”
“Sonra beni nazikçe tutup yine fırına doğru yürümeye başladı Korkudan
ölecektim “Hayır! Beni yine fırına sokma, lütfeeen!” diye bağırdım
Fırını açıp beni içeri iteleyip kapağı kapattı Isıyı bir öncekinin iki
katına çıkardı “Bu sefer beni gerçekten yakıp kavuracak!” diye düşündüm
Pencereden bakıp ona yine yalvardım, ama o yine “Daha değil!” diyordu
Ancak bu defa ustanın yanaklarından bir damla gözyaşının yuvarlandığını
gördüm
“Tam son nefesimi vermek üzere olduğumu düşünüyordum ki, kapak açıldı
ve ustanın nazik eli beni çekip dışarı çıkardı Derin bir nefes aldım,
hasret kaldığım serinliğe kavuşmuştum Beni yüksekçe bir rafa koydu ve
usta şöyle dedi:
“Şimdi tam istediğim gibi oldun Kendine bir bakmak ister misin?”
Ona “Evet” dedim
Bir ayna getirip önüme koydu Gördüğüme inanamıyordum Aynaya tekrar
tekrar baktım ve “Bu ben değilim Ben sadece bir çamur parçasıydım”
“Evet bu sensin!” dedi usta Senin acı ve sıkıntı diye gördüğün şeyler sayesinde böyle mükemmel bir fincan haline geldin
Eğer seni bir çamur parçası iken üzerinde çalışmasaydım, kuruyup gidecektin
Döner tezgahın üstüne koymasaydım, ufalanıp toz olacaktın
Sıcak fırına sokmasaydım, çatlayacaktın
Boyamasaydım, hayatında renk olmayacaktı
Ama sana asıl güç ve kuvveti veren ikinci fırın oldu
Şimdi arzu ettiğim her şey var üzerinde”

Ve ben kahve fincanı, şu sözlerin ağzımdan çıktığını hayretle fark ettim:
“Ustam! Sana güvenmediğim için beni affet!
Bana zarar vereceğini düşündüm
Beni benden fazla sevip iyilik yapacağını fark edemedim
Bakışım kısaydı, ama şimdi beni harika bir sanat eseri yaptığını görüyorum
Benim sıkıntı ve acı diye gördüğüm şeyleri bana verdiğin için teşekkür ederim…
Teşekkür ederim”
Usta fincanı, yaratıcı insanı şekillendirir Yeter ki acı da ki hikmeti görelim
Kahrın da hoş, lûtfun da hoş demesini bir öğrenebilsek…
Sait ÇAMLICA (Alıntıdır)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sıkıntınızmı var?...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
DELPHIN :: SERBEST KÜRSÜ-
Buraya geçin:  
Forum kurma | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar