DELPHIN
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
DELPHIN


 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
İstatistik
Konu Yazan GöndermeTarihi
Paz Ağus. 30, 2009 5:57 am
Perş. Haz. 18, 2009 2:24 pm
C.tesi Haz. 13, 2009 3:42 pm
Cuma Haz. 12, 2009 11:53 pm
C.tesi Mayıs 30, 2009 5:34 am
C.tesi Mayıs 30, 2009 4:47 am
Cuma Mayıs 22, 2009 5:16 pm
C.tesi Mayıs 16, 2009 8:34 am
Perş. Mayıs 14, 2009 6:55 pm
C.tesi Mayıs 09, 2009 10:04 am
Çarş. Mayıs 06, 2009 12:49 pm
Ptsi Mayıs 04, 2009 2:29 pm
Cuma Nis. 24, 2009 9:10 am
Cuma Nis. 24, 2009 5:57 am
C.tesi Nis. 11, 2009 11:47 am
Cuma Nis. 03, 2009 4:35 pm
Paz Mart 29, 2009 11:22 am
Salı Mart 17, 2009 2:18 pm
Perş. Mart 12, 2009 7:15 pm
Salı Mart 10, 2009 11:49 am

 

 bilmeyenlere israil tarihi

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
DELPHIMAKER
Admin
Admin
DELPHIMAKER


Erkek Mesaj Sayısı : 834
Yaş : 50
Location : Alanya
Kayıt tarihi : 13/12/07

bilmeyenlere israil tarihi Empty
MesajKonu: bilmeyenlere israil tarihi   bilmeyenlere israil tarihi EmptySalı Şub. 03, 2009 12:46 pm

Siyonizmin Günâh Dosyası
İsrail siyonist terör örgütlerinin kurmuş olduğu bir devlettir ve bu devletin şimdiye kadar işbaşına gelmiş olan yöneticilerinin çoğu bu örgütlerden yetişmişlerdir.
Irgun adlı yahudi terör örgütüne mensup militanların Kral Davud Oteli'ni bombalamalarından sonraki manzara
Haganah adlı yahudi terör örgütüne bağlı teröristler. İsrail'i işte bu teröristler kurdu ve yönetti.
Beyrut kasabı lakabı ile ünlü olan Ariel Sharon

Kudüs katliamında yaralanan bir yaşlı Filistinlinin taşınması. 8 Ekim 1990 Pazartesi günü öğleden önce saat 11.00 sıralarında "Süleyman Mabedi'nin Koruyucuları" adlı gruba mensup yahudiler ellerinde kutsal kitaplar ve bina edilmesini istedikleri Süleyman Mabedi'nin temel taşı olmak üzere sembolik bir taş taşıyarak ve Tevrat'tan bazı bölümler okuyarak Mescidi Aksa'ya yaklaşmaya başladılar. Müslümanlar yahudileri Mescidi Aksa'ya yaklaştırmak istemediler. Bu arada yahudilerin amaçlarını gerçekleştirmek için ısrarda bulunmaları ve dolayısıyla Müslümanlarla yahudiler arasında tartışma çıkması üzerine önceden Mescidi Aksa çevresine mevzilenmiş olan yahudi askerleri ve polisleri Müslümanların üzerine gaz bombaları atmaya ve silahlarla ateş etmeğe başladılar. Olaylara şahit olanların ifadelerine göre Müslümanların üzerine sadece askerler değil sabahın erken saatlerinde Mescidi Aksa çevresine toplanmış olan sivil yahudiler de ateş ettiler. Ayrıca gerek askerler ve gerekse sivil yahudiler Mescidi Aksa çevresindeki ara sokakları önceden tutmuşlardı.
Kudüs katliamında yaralananların taşınması. Bu katliamda Yahudi askerler Müslümanlara vahşice saldırılarda bulunmakla kalmadı, yaralıların acil müdahale yapılmasına, yaralıları hastanelere nakletmek için gelen ambülansların olay yerine girmelerine de engel oldular.
el-Halil katliamında şehit edilenlerin taşınması. 25 Şubat 1994 Cuma günü Filistin'de siyonist yahudiler korkunç bir katliam gerçekleştirdiler. Müslümanların sabah namazını kılmakta oldukları bir sırada siyonist yahudilerin Halil İbrahim Camisi'ne düzenledikleri saldırıda 50'den fazla Müslüman şehid edildi, 300'e yakın Müslüman da yaralandı. Yaralananların bazıları daha sonra hastaneye kaldırılırken veya hastanede can verdi.
el-Halil katliamında oğlu şehit edilen bir baba. Yahudi askerler Müslümanlara vahşice saldırılarda bulunmakla kalmadılar. Yaralı Müslümanlara acil müdahale yapılmasına, yaralıları hastanelere nakletmek için gelen ambülansların olay yerine girmelerine de engel oldular. Olayları yaşayanlar, Müslümanlardan bazılarının acil tıbbi müdahale yapılmadığından öldüğünü bildirdiler.
Mescidi Aksa'nın altına kazılan tünel. Müslümanların bu tünele tepki göstermeleri üzerine işgal güçleri saldırı düzenledi ve katliam gerçekleştirdi. Bu tünel Mescidi Aksa'nın altında bir oyuk oluşturarak bu mukaddes mabedin kendiliğinden yıkılmasına yol açmak, yahut fanatik yahudilerin tünele bomba yerleştirmelerine fırsat vererek mescidi alttan yıkmaktır.
Bu fotoğraf siyonist vahşeti bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. BM Filistin topraklarının bölünmesine dair karar aldığında yahudilerin eğitim görmüş silahlı yetmiş beş bin militanı bulunuyordu. Bu militanlar tarafından kurulan işgal devleti sonra da sürekli terörle ayakta kalmıştır.

Siyonizmin günâh dosyası oldukça kabarıktır. Biz bir fikir vermesi için bazı örnekler sunacağız.

İsrail siyonist terör örgütlerinin kurmuş olduğu bir devlettir ve bu devletin şimdiye kadar işbaşına gelmiş olan yöneticilerinin çoğu bu örgütlerden yetişmişlerdir. İngilizlerin Filistin topraklarını işgal etmelerinin (1918) hemen ardından bu topraklara akın etmeye başlayan siyonist yahudiler ilk terör örgütlerini de 1920 yılında kurmuşlardır. Bu terör örgütünün adı Hagana'ydı. Bunun ardından diğer yahudi terör örgütleri de kuruldu. Bunların en ünlüleri Irgun ve Lahome Herut adlı örgütlerdi. Bu örgütler hem Filistin'de yaşayan Müslümanlara karşı, hem de kendilerine Filistin'in kapılarını açan İngiliz işgal kuvvetlerine karşı terör eylemleri düzenliyorlardı. Bu örgütler tarafından gerçekleştirilen terör eylemlerinde çok sayıda insan öldürülmüştür.

Lahome Herut adlı terör örgütü Abraham Stern adlı yahudi tarafından kurulmuştur. Bu örgütün mensupları haşhaş kullanırlardı ve ferdi terör eylemlerinde çok iyi yetiştirilmişlerdi. Bunlar eylemlerini daha çok işgalci İngilizlere yöneltiyorlardı. Başlangıçta İngilizlerle işbirliği içinde olan Hagana ve Irgun terör örgütleri II. Dünya Savaşı'ndan sonra İngilizleri Filistin'den çıkmaya zorlamak ve kendilerinin siyonist devletlerini kurabilmeleri için şartları hazırlamak amacıyla İngilizlere karşı Lahome Harut terör örgütüyle işbirliği içine girdiler.

Yukarıda adı geçen ve daha başka siyonist terör örgütlerinin gerçekleştirdiği eylemlerden bazıları şunlardır:
Kral Davud Oteli'nin Havaya Uçurulması

Bu eylem Irgun terör örgütünün militanları tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu olayda 96 kişi öldü, 45 kişi de yaralandı. Ölenlerin 17'si de yahudiydi. Irgun militanları bu oteli örgütlerine ait bazı eylem planlarının bu otele götürülmesi dolayısıyla vesikaları yok etmek amacıyla havaya uçurmuşlardı.
Deir Yasin Katliamı

9 Nisan 1948 tarihinde yine Irgun terör örgütüne bağlı militanlar sabaha doğru Kudüs yakınlarındaki Deir Yasin köyüne baskın düzenlediler. Bu baskında yaralı olarak kurtulabilen birkaç kişi dışında bütün köy halkı öldürüldü. Öldürülenlerin çoğu kadın ve çocuktu. Yahudi teröristler hamile bir kadının karnını yararak karnındaki çocuğu da öldürmüşlerdi. Teröre şahit olanların anlattıklarına göre yahudi teröristler bu baskında kadınların kulaklarını kesiyor, kulaklarındaki küpeleri alıyor sonra öldürüyorlardı.

Deir Yasin katliamının gerçekleştirildiği sırada Irgun terör örgütünün lideri olan Menahem Begin olayla ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır: "Bu önemli bir stratejik eylemdi. Bu eylemi gerçekleştirme şerefi sadece Irgun örgütüne ait değildir. Bu eylem Şatiron'un ve Balamah örgütündeki topçu birliğin katkılarıyla gerçekleştirilmiştir."
Kibya Katliamı

12 Ekim 1958 gecesi Ariel Sharon komutasındaki "Birlik 101" adını taşıyan 500 kişilik yahudi komando birliği Batı Yaka'da bulunan Kibya adlı Filistin köyüne baskın düzenleyerek 67 kişiyi öldürdü. 75 kişiyi de yaraladı. Baskında 45 ev de enkaz haline getirildi. Yahudi teröristler aynı gece iki Filistin köyünü de ateşe verdiler.
Teröristlerin Yönettiği Bir Devlet: İsrail

BM Filistin topraklarının bölünmesine dair karar aldığında yahudilerin eğitim görmüş silahlı yetmiş beş bin militanı bulunuyordu. Bu silahlı militanların mevcut yahudi terör örgütlerine göre dağılımı şöyleydi: Hagana: 60 bin, Balamah: 5 bin, Irgun: 5 bin, Şatiron: Bin. Diğer dört bin terörist de diğer terör örgütlerine mensuptu. (14) İşte İsrail bu terörist militanlar tarafından kurulmuş ve yöneticileri de onların arasından çıkmıştır.

Adı geçen terör örgütleri siyonist İsrail'in kurulmasından önce birbirinden ayrı gruplar halinde hareket etmelerine ve zaman zaman birbirlerine karşı tavır alıyormuş gibi görünmelerine rağmen İsrail'in kuruluşu aşamasında tam bir işbirliği içine girdiler. Kuruluşun gerçekleşmesinden sonra da tamamen birleştiler. Bu durum onların başlangıçtaki ayrılığının bir taktik olduğunu, bazı çevreleri yanıltmak, birinin işlediği eylemden diğerinin sorumlu tutulmamasına fırsat vermemek ve buna benzer sebepler dolayısıyla böyle hareket ettiklerini ortaya çıkardı.

İsrail'in ilk başbakanı Ben Gurion 1945 yılında yahudi terör örgütleri arasında ortak koordinasyon kurulmasını sağlayan kişidir. Bu ortak koordinasyonun kurulmasından sonra Ben Gurion 1 Ekim 1945'de bütün yahudi terör örgütlerine hareket emri verdi ve bu emir doğrultusunda çeşitli eylemler gerçekleştirdi. Daha sonra Ben Gurion hakkında İngiliz manda yönetimi tarafından tutuklama kararı çıkarıldı ama Ben Gurion Filistin'den kaçmış olduğundan tutuklanamadı.

Camp David anlaşmasının imzalandığı sırada İsrail başbakanı olan ve İsrail tarafından bu anlaşmaya imza koyan Menahem Begin 1943'ten itibaren Irgun terör örgütünün liderliğini yapmıştır. Deir Yasin katliamı ve Kral Davud Oteli'nin havaya uçurulması eylemleri onun militanları tarafından gerçekleştirildi. Irgun terör örgütü bunların dışında da pek çok terör eylemi gerçekleştirmiştir. Aynı Menahem Begin 1978 yılında Mısır devlet başkanı Enver Sâdât'la birlikte Nobel barış ödülüne lâyık görüldü.

İsrail'in Menahem Begin'den önceki başbakanı bayan Golda Meir 16 yaşından itibaren siyonist örgütler içinde faaliyet göstermiş biridir. Ben Gurion'un terör örgütlerinde faaliyette bulundu. Filistin'de İsrail'in kuruluşundan önce oluşturulan Yahudi Konseyi'nin ileri gelenlerindendi.

Beyrut kasabı lakabı ile ünlü olan İsrail'in eski savunma bakanı, daha sonra da iskân bakanlığı yapan Ariel Sharon, Kibya katliamı ile Sabra ve Şatilla katliamının sorumlusudur. 1982'de Lübnan'ı işgal eden İsrail kuvvetlerinin başında Ariel Sharon bulunuyordu. Aşağıda sözünü edeceğimiz Sabra ve Şatilla katliamları onun gözetiminde gerçekleştirildi. Ariel Sharon, Filistinlilere çok ağır baskı yapılmasından yana olan Şahinler Grubu'nun da başını çekmektedir.

Bir ara Kudüs belediye başkanlığı yapmış olan Teddy Kollek, İsrail'in kuruluşundan önce pek çok kanlı terör eyleminin sorumlusu olan Hagana örgütünün ileri gelen elemanlarındandı.

İsrail'in Şimon Peres'ten önceki başbakanı ve kendisi de yahudi terörünün kurbanı olan İzak Rabin 18 yaşında Gizli Palmach Ordusu'na katıldı. 1948 Savaşı'nda Kudüs çevresindeki önemli çatışmaların komutanlığını yaptı. 1964 yılında İsrail'in genelkurmay başkanı oldu. 1967 Savaşı'nda da genelkurmay başkanlığı görevi Rabin'deydi.

Bunlar birkaç örnek. Hepsi bu kadar değil elbette. İsrail üst kademe yöneticilerinin büyük çoğunluğunun hatta tamamının terör örgütlerinden yetişme olduklarını söylersek yanlış olmaz.


En son DELPHIMAKER tarafından Salı Şub. 03, 2009 12:47 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://delphin.yetkin-forum.com
DELPHIMAKER
Admin
Admin
DELPHIMAKER


Erkek Mesaj Sayısı : 834
Yaş : 50
Location : Alanya
Kayıt tarihi : 13/12/07

bilmeyenlere israil tarihi Empty
MesajKonu: Geri: bilmeyenlere israil tarihi   bilmeyenlere israil tarihi EmptySalı Şub. 03, 2009 12:46 pm

Teröristlerin yönettiği bir ülkeden ancak terör beklenir. İsrail'in
komşularına yönelik terör faaliyetlerinden ve çıkardığı savaşlardan
yukarıda kısaca söz ettik. Burada ayrıca siyonistlerin devletlerini
kurduktan sonra resmi olarak gerçekleştirdikleri terör eylemlerinin ve
toplu katliamların bazılarından söz etmek istiyoruz.
Kefer Kâsım Köyü Katliamı

İsrail,
Fransa ve İngiltere'nin işbirliği yaparak Mısır'a ortak saldırıda
bulunmalarıyla başlayan 1956 Süveyş Savaşı'nın hemen başlangıcında 28
Ekim 1956 akşamı siyonist askerler Sina'daki Kefer Kâsım köyünde büyük
bir katliam gerçekleştirdiler. Siyonist güçler bu işgalde günün belli
bir saatinden sonra dışarı çıkmayı yasaklayan bir karar çıkarmışlardı.
28 Ekim akşamı bir siyonist asker komutanı olan subaya, sabah
tarlalarına gidip akşam dönen ve söz konusu karardan haberleri olmayan
köylüler hakkında ne yapacaklarını sordu. Subay: "Onların ruhlarına
Tanrı rahmet eylesin" cevabını verdi. Bu söz: "Onların hepsini öldürün"
anlamına geliyordu. Nitekim Kefer Kâsım köylüleri akşam, hiçbir şeyden
habersiz tarlalarından döndüklerinde siyonist askerlerin saldırılarına
uğradılar. Saldırıya uğrayan köylülerin tümü bu saldırıda öldürüldü.
Soruşturma dosyalarında katliamı gerçekleştiren askerlerin komutanının,
kimseye acımamaları, kimseyi tutuklamamaları ve yaralı bırakmamaları
(yani yaralananları da öldürmeleri) emrini verdiği ifade edilmektedir.
Sabra ve Şatilla Katliamı

Sabra
ve Şatilla katliamı siyonist İsrail askerlerinin 1982 yılında Lübnan'ı
işgal ettikleri tarihte gerçekleştirilmiştir. Katliam, İsrail
kuvvetlerinin başkomutanı Ariel Sharon'un gözetimi ve koruması altında
Lübnanlı hıristiyan falanjist milisler tarafından gerçekleştirildi.
İşgalci siyonist askerler 16 Eylül 1982 tarihinde Filistinli
mültecilerin kaldığı Sabra ve Şatilla kamplarını buralarda ikamet
edenlerin herhangi bir yere kaçmalarını önleyecek şekilde kuşatmaya
aldılar. Arkasından Lübnanlı hıristiyan Falanjist milisler siyonist
askerlerin gözetimi altında kamplara girerek büyük bir katliam
gerçekleştirdiler. Lübnan hükümetinin açıklamasına göre bu katliamda
toplam 991 kişi öldürüldü. Bunlardan sadece 328 kişinin kimliği tespit
edilebildi.

Katliam sonrasında hazırlanan raporlarda ifade
edildiğine göre 16 Eylül akşamı katliamı gerçekleştiren falanjist
milislerden biri söz konusu kampları kuşatma altında tutan siyonist
güçlerin subaylarından biriyle irtibat kurarak, yanında 45 kişinin
olduğunu bunlar hakkında ne yapacağını sordu. Siyonist subay: "Tanrının
istediğini yap" cevabını verdi. Raporda bildirildiğine göre falanjist
milis aynı soruyu ikinci kez sorduğunda siyonist subay: "Onlar hakkında
ne yapılması gerektiğini çok iyi biliyorsun. Bir daha bu hususu bana
sorma" cevabını verdi. (15) Bu cevap siyonist askerlerin falanjist
milislerle önceden anlaştıklarını, falanjist milislere gerekli talimatı
verdiklerini ve sadece dünya kamuoyu önünde kendilerini temize çıkarmak
için bir gerekçelerinin olması amacıyla bu katliamı kendi elleriyle
gerçekleştirmekten kaçındıklarını bütün açıklığıyla göstermektedir.

Sabra
ve Şâtilla katliamları yukarıda sözünü ettiğimiz Kibya katliamının da
sorumlusu olan Ariel Sharon'un gözetiminde gerçekleştirilmiştir. Bu da
gösteriyor ki, siyonist liderlerin geçmişteki terörist sıfatları ve
saldırgan tabiatları pek çok dünya ülkesi tarafından tanınan bir
devletin değişik kurumlarında görev almalarıyla değişmemiştir.
Kudüs Katliamı

Yahudiler
Mescidi Aksa'nın daha önce Süleyman Mabedi'nin diğer adıyla Siyon
Mabedi'nin bulunduğu yere inşa edildiği iddiasındadırlar. Bu yüzden
Mescidi Aksa'yı yıkarak yerine Siyon Mabedi inşa etmeği amaçlarlar. Bu
amaçlarını gizlememekte ve fırsat buldukça açığa vurmaktadırlar.

Siyonist
devlet Siyon Mabedi'ni inşa etme yolunda ilk adımı atmak için Körfez
krizi dolayısıyla Arap ülkelerinin birbirine düşürüldüğü, bütün dünya
kamuoyunun Körfez'de bir savaş beklentisi içinde olduğu ve dolayısıyla
bütün dikkatlerin o yöne çevrildiği bir dönemi değerlendirmek istedi.
Bu amaçla bazı yahudi gruplarını kışkırttı. Bu kışkırtmalar da ilk
semeresini Kudüs katliamıyla verdi.

8 Ekim 1990 Pazartesi günü
sabah saatlerinde kendilerine: "Süleyman Mabedi'nin Koruyucuları" adını
veren yahudi cemaatine mensup bir kişi İsrail radyosu vasıtasıyla
yaptığı açıklamada artık Mescidi Aksa'ya el konulması, bu mescidin
yıkılması ve yerine Süleyman Mabedi'nin inşa edilmesi zamanının
geldiğini ileri sürdü. Müslümanlar bu sözlerin arkasında bir hesabın
yattığını anlayarak Mescidi Aksa'ya yönelik herhangi bir eylemi
önleyebilmek için o gün bu mescide toplandılar.

Aynı gün öğleden
önce saat 11.00 sıralarında adı geçen: "Süleyman Mabedi'nin
Koruyucuları" adlı gruba mensup yahudiler ellerinde kutsal kitaplar ve
bina edilmesini istedikleri Süleyman Mabedi'nin temel taşı olmak üzere
sembolik bir taş taşıyarak ve Tevrat'tan bazı bölümler okuyarak Mescidi
Aksa'ya yaklaşmaya başladılar. Müslümanlar yahudileri Mescidi Aksa'ya
yaklaştırmak istemediler. Bu arada yahudilerin amaçlarını
gerçekleştirmek için ısrarda bulunmaları ve dolayısıyla Müslümanlarla
yahudiler arasında tartışma çıkması üzerine önceden Mescidi Aksa
çevresine mevzilenmiş olan yahudi askerleri ve polisleri Müslümanların
üzerine gaz bombaları atmaya ve silahlarla ateş etmeğe başladılar.
Olaylara şahit olanların ifadelerine göre Müslümanların üzerine sadece
askerler değil sabahın erken saatlerinde Mescidi Aksa çevresine
toplanmış olan sivil yahudiler de ateş ettiler. Ayrıca gerek askerler
ve gerekse sivil yahudiler Mescidi Aksa çevresindeki ara sokakları
önceden tutmuşlardı.

Yahudi askerler Müslümanlara vahşice
saldırılarda bulunmakla kalmadılar. Yaralı Müslümanlara acil müdahale
yapılmasına, yaralıları hastanelere nakletmek için gelen ambülansların
olay yerine girmelerine de engel oldular. Olayları yaşayanlar,
Müslümanlardan bazılarının acil tıbbi müdahale yapılmadığından öldüğünü
bildirdiler. İşte böyle bir vahşetin sonucu 30 Müslümanın şehid
edilmesi, bir çoğu ağır olmak üzere 800 Müslümanın yaralanması oldu.
Siyonist yönetim bu kadarla da kalmayıp zulme uğrayan yüzlerce
Müslümanı tutukladı ve zincirlere vurarak bütün insanlık adına utanç
verici bir görüntüyle tutuklu kamplarına götürdü.

BM teşkilatı
bu katliamı sadece bir kınama kararıyla geçiştirdi. Kınama da İsrail'e
veya İsrail polis teşkilatına değil sadece katliamı gerçekleştiren
polislere yönelikti. Olayların incelenmesi için Kudüs'e bir heyet
gönderilmesi isteği İsrail tarafından Kudüs'ün kendi başkenti olduğu
dolayısıyla böyle bir şeye izin verilmesinin mümkün olamayacağı
gerekçesiyle reddedildi. Ama BM bu konuda hiçbir baskı uygulamasına
başvurmadı ve olaylar örtbas edildi.
Hz. İbrahim Camisi Katliamı

25
Şubat 1994 Cuma günü Filistin'de siyonist yahudiler korkunç bir katliam
gerçekleştirdiler. Müslümanların sabah namazını kılmakta oldukları bir
sırada siyonist yahudilerin Halil İbrahim Camisi'ne düzenledikleri
saldırıda 50'den fazla Müslüman şehid edildi, 300'e yakın Müslüman da
yaralandı. Yaralananların bazıları daha sonra hastaneye kaldırılırken
veya hastanede can verdi.

Katliam el-Halil yakınlarında bulunan
Kirbât Erba' yahudi yerleşim merkezinde oturan bir yahudi tarafından
gerçekleştirildi. Söz konusu yerleşim merkezi çok sayıda ırkçı ve
Müslümanlara karşı kin dolu siyonist yahudinin oturduğu bir yerleşim
merkezidir. Katliamı gerçekleştiren yahudinin siyonist İsrail ordusunda
yedek subay olduğu ve: "Kahane Yaşıyor" adlı siyonist terör örgütüne
mensup olduğu bildirildi. Siyonist İsrail kaynakları saldırganın askeri
kıyafetiyle saldırıyı gerçekleştirdiğini açıklandı.

Saldırgan,
Müslümanların sabah namazını kılmakta oldukları bir sırada gizlice
camiye girerek bir sütunun arkasına saklanmış ve cemaatin rükuya
gitmesiyle birlikte makineli tüfekle namaz kılanları kurşun yağmuruna
tuttu.

Olaya şahit olanların anlattıklarına göre saldırgan
katliamı tek başına gerçekleştirmemiştir. O sadece tetiğe basmakla
meşgul oluyordu. Şarjörünün bitmesi halinde arkasındaki diğer
siyonistler seri bir şekilde şarjör değiştiriyorlardı.

Verilen
bilgilere göre çok sayıda siyonist askeri katliamın gerçekleşmesinden
bir gün önce akşam saatlerinde el-Halil bölgesine sevk edildi. Bu durum
katliamın siyonist rejimin gözetiminde ve planlı bir şekilde
gerçekleştirildiğini açıkça gösteriyordu.

Olaydan sonra siyonist
askerler katliamın gerçekleştiği Halil İbrahim camisini kuşatma altına
aldılar ve gazetecilerin olay yerine yaklaşmalarına engel oldular.
Saldırıyı protesto için cami etrafına toplanan Müslümanların üzerlerine
siyonist askerlerin ateş etmesi üzerine de çok sayıda insan öldürüldü.

Muhtemel
protesto eylemlerine karşı el-Halil, Batı Yaka ve Gazze bölgelerinin
her tarafına siyonist askerler yerleştirildiler ve askerlere en ufak
bir protesto eylemi karşısında kuvvet kullanmaları ve ateş etmeleri
emri verildi.
Kana Katliamı

Bilindiği üzere eski İsrail
başbakanı İsrail seçimlerinde fanatik siyonistlerin oylarını kazanmak
için seçimler öncesinde Lübnan'a yönelik olarak gerçekleştirdiği
saldırıda büyük bir katliam gerçekleştirdi. Saldırıda Kana mülteci
kampının havadan bombalanması sonucu çoğu çocuk ve kadın yüzden fazla
insan hayatını kaybetti. O katliamda kafaları kopan çocukların
oluşturduğu acı manzaralar zihinlerden silinmiş değildir. BM inceleme
heyeti Kana katliamının hatayla değil kasten gerçekleştirildiğini
açıkladı.
Son Tünel Olayı ve Kudüs Katliamı

Likud Partisi
lideri Netanyahu iktidara gelmesinden sonra bu mukaddes mabedi yıkma
amacına yönelik çalışmalarını açıktan yürütmeye başladı. Ancak doğrudan
bu mescidi yıkma amacı taşıdığını söyleyerek değil daha başka kılıflar
uydurarak. Bu çerçevede geçtiğimiz Eylül ayında Mescidi Aksa ile Hz.
Ömer Camisi'nin içinde bulunduğu haremi şerif bölgesinin altından geçen
tünelin açılışını yaptı. İşgal yönetiminin iddiasına göre tünel ulaşım
amacıyla kullanılacaktı. Oysa 600 bin nüfuslu Kudüs şehrinde yer
altından ulaşım yolları açılması için ihtiyaç olmadığı ortadadır.
Üstelik nüfus ve trafik yoğunluğunun daha fazla olduğu Batı Kudüs'te
yer altından ulaşım yolları açılmasına ihtiyaç duyulmazken haremi şerif
altından böyle bir tünel kazılmasına sadece ulaşım amacıyla ihtiyaç
duyulduğu iddiası hiç de inandırıcı değildir. Olayın çelişki oluşturan
bir diğer yanı ise kazıların önce arkeolojik araştırmalar amacıyla
yapıldığı ileri sürülürken herhangi bir arkeolojik esere
rastlanamayınca "ulaşım" kılıfına başvurulmasıdır.

İşin
gerçeğinde bu tünel Mescidi Aksa'nın altında bir oyuk oluşturarak bu
mukaddes mabedin kendiliğinden yıkılmasına yol açmak, yahut fanatik
yahudilerin tünele bomba yerleştirmelerine fırsat vererek mescidi
alttan yıkmaktır. Yukarıda sözünü ettiğimiz olaylarda fanatik
yahudilerin girişimlerinin Müslümanların direnişleri ve mücadeleleri
dolayısıyla başarısız kaldığını dile getirmiştik. İşte işgal rejiminin,
bizzat bu mescidin içine girerek amaçlarını gerçekleştirme imkânı
bulamayan fanatiklere, yer altından tünel kazarak bu imkânı sağlamak
istemiş olması kuvvetli bir ihtimaldir.

Kudüs Müslümanları söz
konusu tünelin ne amaç için kazıldığını çok iyi bildiklerinden Mescidi
Aksa'ya yönelik siyonist emellerin önünü kesmek gayesiyle ayağa
kalktılar. Siyonist işgal rejiminin tünel açma olayından sonra başlayan
ve "Mescidi Aksa Direnişi" adını verebileceğimiz son başkaldırı
hareketinde başı çeken yine İslâmi hareketti.

Müslümanlar
mukaddes mekânlarını korumak için sokaklara dökülmekte haklıydılar.
Ancak karşılarında hiçbir insani değere saygı duymayan, hiçbir kural
tanımayan, ayakta kalabilmek için saldırganlık ve vahşetin her yoluna
başvurmaktan çekinmeyen bir işgal saltanatı vardı. Bu yüzden
Müslümanlar birbirleri ardından şehid edildiler veya yaralı olarak
hastanelere kaldırıldılar.

Görgü tanıklarının verdiği bilgilere
göre İsrail askerleri attıkları kurşunlarıyla Müslümanların özellikle
kafalarını ve göğüslerini hedef alıyorlardı. Bu da siyonist
işgalcilerin ayaklanmayı bastırmaktan çok Müslümanları topluca
katletmek amacıyla silah kullandıklarını gösteriyordu.

İşgal
yönetimi olayların sıcaklığının devam ettiği 27 Eylül Cuma günü de Cuma
namazı esnasında Mescidi Aksa'yı 4000 askerle kuşatmaya aldı. Bu
kuşatma esnasında, namaz kılan Müslümanların kafalarına kurşun sıkan
siyonist askerler 12 Müslümanın şehid olmasına bir çoklarının da
yaralanmasına sebep oldular. Cuma günü gerçekleştirilen saldırıda şehid
edilenlerle birlikte Müslümanlardan ölenlerin sayısı yetmişi aşarken
yaralananların sayısı da iki bine yaklaştı. Yaralananların bazıları da
daha sonra hastanelerde hayatlarını kaybettiler.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://delphin.yetkin-forum.com
DELPHIMAKER
Admin
Admin
DELPHIMAKER


Erkek Mesaj Sayısı : 834
Yaş : 50
Location : Alanya
Kayıt tarihi : 13/12/07

bilmeyenlere israil tarihi Empty
MesajKonu: Geri: bilmeyenlere israil tarihi   bilmeyenlere israil tarihi EmptySalı Şub. 03, 2009 12:54 pm

*SİYONİST İSRAİL: TERÖRİSTLERİN YÖNETTİĞİ DEVLET*



İsrail siyonist terör örgütlerinin kurmuş olduğu bir devlettir ve bu
devletin şimdiye kadar işbaşına gelmiş olan yöneticilerinin çoğu bu
örgütlerden
yetişmişlerdir.

İngilizlerin Filistin topraklarını işgal etmelerinin (*1918*) hemen ardından
bu topraklara akın etmeye başlayan siyonist yahudiler ilk terör örgütlerini
de *1920* yılında kurmuşlardır.

Bu terör örgütünün adı *Hagana*'ydı. Bunun ardından diğer yahudi terör
örgütleri de kuruldu.

Bunların en ünlüleri *Irgun* ve *Lahome Herut* adlı örgütlerdi.

Bu örgütler hem Filistin'de yaşayan *Müslümanlara* karşı, hem de kendilerine
Filistin'in kapılarını açan *İngiliz işgal kuvvetlerine* karşı terör
eylemleri
düzenliyorlardı.

Bu örgütler tarafından gerçekleştirilen terör eylemlerinde çok sayıda insan
öldürülmüştür.

*Lahome Herut* adlı terör örgütü *Abraham Stern* adlı yahudi tarafından
kurulmuştur.

Bu örgütün mensupları *haşhaş* kullanırlardı ve ferdi terör eylemlerinde çok
iyi yetiştirilmişlerdi.

Bunlar eylemlerini daha çok işgalci İngilizlere yöneltiyorlardı.

Başlangıçta İngilizlerle işbirliği içinde olan *Hagana* ve *Irgun* terör
örgütleri *II. Dünya Savaşı*'ndan sonra İngilizleri Filistin'den çıkmaya
zorlamak ve kendilerinin siyonist devletlerini kurabilmeleri için şartları
hazırlamak amacıyla İngilizlere karşı *Lahome Harut* terör örgütüyle
işbirliği içine
girdiler.

Yukarıda adı geçen ve daha başka siyonist terör örgütlerinin
gerçekleştirdiği eylemlerden bazıları:
*Kral Davud Oteli'nin Havaya Uçurulması*
* *
*Deir Yasin Katliamı*
* *
*Kibya Katliamı*


*Teröristlerin yönettiği devlet: İSRAİL*

*BM* Filistin topraklarının bölünmesine dair karar aldığında yahudilerin
eğitim görmüş silahlı yetmiş beş bin militanı
bulunuyordu.
silahlı militanların mevcut yahudi terör örgütlerine göre dağılımı
şöyleydi:

*Hagana:* 60 bin
*Balamah:* 5 bin
*Irgun:* 5 bin
*Şatiron:* Bin.
Diğer *dört bin terörist* de diğer terör örgütlerine mensuptu.

*İşte İsrail bu terörist militanlar tarafından kurulmuş ve yöneticileri de
onların arasından çıkmıştır.
*
Adı geçen terör örgütleri siyonist İsrail'in kurulmasından önce birbirinden
ayrı gruplar halinde hareket etmelerine ve zaman zaman birbirlerine karşı
tavır alıyormuş gibi görünmelerine rağmen İsrail'in kuruluşu aşamasında tam
bir işbirliği içine
girdiler.

Kuruluşun gerçekleşmesinden sonra da tamamen birleştiler. Bu durum onların
başlangıçtaki ayrılığının bir taktik olduğunu, bazı çevreleri yanıltmak,
birinin işlediği eylemden diğerinin sorumlu tutulmamasına fırsat vermemek ve
buna benzer sebepler dolayısıyla böyle hareket ettiklerini ortaya çıkardı.

*İsrail*'in ilk başbakanı *Ben Gurion* 1945 yılında yahudi terör örgütleri
arasında ortak koordinasyon kurulmasını sağlayan
kişidir.

Bu ortak koordinasyonun kurulmasından sonra *Ben Gurion* 1 Ekim 1945'de
bütün yahudi terör örgütlerine hareket emri verdi ve bu emir doğrultusunda
çeşitli eylemler gerçekleştirdi.

Daha sonra *Ben Gurion* hakkında *İngiliz manda yönetimi* tarafından
tutuklama kararı çıkarıldı ama *Ben Gurion* Filistin'den kaçmış olduğundan
tutuklanamadı.

*Camp David* anlaşmasının imzalandığı sırada *İsrail* başbakanı olan ve
İsrail tarafından bu anlaşmaya imza koyan *Menahem Begin* 1943'ten itibaren
Irgun terör örgütünün liderliğini
yapmıştır.

*Deir Yasin katliamı* ve *Kral Davud Oteli*'nin havaya uçurulması eylemleri
onun militanları tarafından gerçekleştirildi.

*Irgun terör örgütü* bunların dışında da pek çok terör eylemi
gerçekleştirmiştir.

Aynı *Menahem Begin* 1978 yılında Mısır devlet başkanı *Enver Sâdât*'la
birlikte *Nobel barış ödülü*ne lâyık görüldü.

*İsrail*'in *Menahem Begin*'den önceki başbakanı bayan *Golda Meir* 16
yaşından itibaren siyonist örgütler içinde faaliyet göstermiş
biridir.

*Ben Gurion*'un terör örgütlerinde faaliyette bulundu. Filistin'de İsrail'in
kuruluşundan önce oluşturulan *Yahudi Konseyi*'nin ileri gelenlerindendi.

*Beyrut kasabı* lakabı ile ünlü olan *İsrail*'in eski savunma bakanı, daha
sonra da iskân bakanlığı yapan *Ariel Sharon*, *Kibya katliamı* ile *Sabra*ve
*Şatilla katliamı*nın sorumlusudur.

*1982*'de *Lübnan*'ı işgal eden *İsrail *kuvvetlerinin başında *Ariel Sharon
* bulunuyordu.

*Sabra* ve *Şatilla katliamları* onun gözetiminde gerçekleştirildi. *Ariel
Sharon*, Filistinlilere çok ağır baskı yapılmasından yana olan *Şahinler
Grubu*'nun da başını çekmektedir.

Bir ara *Kudüs belediye başkanlığı* yapmış olan *Teddy Kollek*, *İsrail*'in
kuruluşundan önce pek çok kanlı terör eyleminin sorumlusu olan
*Hagana*örgütünün ileri gelen elemanlarındandı
.

*İsrail*'in *Şimon Peres*'ten önceki başbakanı ve kendisi de yahudi
terörünün kurbanı olan *İzak Rabin* 18 yaşında *Gizli Palmach Ordusu*'na
katıldı.

*1948 *Savaşı'nda *Kudüs* çevresindeki önemli çatışmaların komutanlığını
yaptı.

*1964 *yılında *İsrail*'in *genelkurmay başkanı* oldu.

*1967* Savaşı'nda da *genelkurmay başkanlığı* görevi *Rabin*'deydi.

*Bunlar birkaç örnek. Hepsi bu kadar değil elbette.*

*İsrail üst kademe yöneticilerinin büyük çoğunluğunun hatta tamamının terör
örgütlerinden yetişme olduklarını söylersek yanlış olmaz.*

*Teröristlerin yönettiği bir ülkeden ancak terör
beklenir*.

*İsrail'in komşularına yönelik terör faaliyetleride zaten dünyada bilinir
ama nedense zikredilmez!..*

Burada ayrıca siyonistlerin devletlerini kurduktan sonra resmi olarak
gerçekleştirdikleri terör eylemlerinin ve toplu katliamların bazıları;

*Kefer Kâsım Köyü Katliamı*
**
*Sabra ve Şatilla Katliamı*
**
*Kudüs Katliamı*
**
*Hz. İbrahim Camisi Katliamı*
**
*Kana Katliamı*

*Son Tünel Olayı ve Kudüs Katliamı*
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://delphin.yetkin-forum.com
tatardayı
Çalışkan Üye
Çalışkan Üye
tatardayı


Erkek Mesaj Sayısı : 586
Yaş : 57
Location : Denizli
Kayıt tarihi : 31/12/07

bilmeyenlere israil tarihi Empty
MesajKonu: Geri: bilmeyenlere israil tarihi   bilmeyenlere israil tarihi EmptySalı Şub. 03, 2009 9:35 pm

Şimdi ise bizim siyasetçilerimiz başta olmak üzere tüm dünyada
malesef Filistinli mücahid kardeşlerimiz terörist damgası yiyor. Ne
zamandan beri vatanını savunmak ve uğruna savaşmak terörizm oluyor.
Başbakanımız güzel konuşuyor ama iş icraata gelince biraz düşünmek
lazım.Kardeşim açtığın konu son derece yararlı bir paylaşım hala çoğunu bilmiyoruz emeğine sağlık.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
bilmeyenlere israil tarihi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» OSMANLI TARIHI KRONOLOJISI

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
DELPHIN :: ETNİK GURUPLAR-
Buraya geçin:  
forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar